🦦 Sevmekten Öldü Desinler Bilet Al

5Q7FUI. Batı Karadeniz’de yaptığı belediye festival ve şenlik organizasyonları, tiyatro ve konserler, dev oyun parkurları, özel gün organizasyonları, çocuk etkinlikleri gibi birçok alanda adından oldukça söz ettiren ve bu yıl 22’nci hizmet yılına giren Seçkin Organizasyon Şubat ayında Zonguldak halkını kültür ve sanata doyuracak. Sanatın birçok dalını Zonguldaklı sanatseverlerin ayağına başarıyla getiren Seçkin Organizasyon Şubat ayında başarılı sanatçı Bülent Ortaçgil konserinin yanı sıra Ferhat Göçer’in hayat verdiği ve Sebahattin Ali’nin hayatından kesitlerin yer aldığı Aldırma Gönül’ oyunu sahnelenecek. Öte yandan Seçkin Organizasyon, ülke genelinde turneye çıkmış olan Sevmekten Öldü Desinler ve Pinokyo oyununu da kentte yaşayanların ayağına getirecek. BÜLENT ORTAÇGİL FARKLI BİR HAVA VERECEK 22 Şubat’ta Bülent Ortaçgil konseri ile Zonguldaklıların karşısına çıkacak olan Seçkin Organizasyon, bilet satışlarını ise; anlaşma yaptığı Seçkin Kişisel Gelişim Kursu, Çatı Cafe, Ada Cafe ve Keyif Kahvesi’nden gerçekleştirmeye devam ediyor. FERHAT GÖÇER’DEN "ALDIRMA GÖNÜL" OYUNU 19 Şubat tarihinde saat ünlü sanatçı Ferhat Göçer'in sahne aldığı "Aldırma Gönül" adlı oyun, Zonguldaklı sanatseverlerle buluşacak. Atatürk Kültür Merkezi'nde sahnelenecek olan oyunu Ezel Akay yönetecek. Ünlü edebiyatçı Sabahattin Ali'nin heyecanları, aşkları, hüzünleri, hasretleri ve hayatından kesitlerin şiirleriyle harmanlandığı karaktere hayat verecek olan Ferhat Göçer, performansıyla izleyicilerin beğenisini kazanacak. SEÇKİN’DEN ÇOCUKLARA ÖZEL OYUN Öte yandan Şubat ayında çocukları da unutmayan Şeçkin Organizasyon, Oktay Şenol'un yazıp yönettiği Pinokyo oyununu 23 Şubat tarihinde Atatürk Kültür Merkezi’nde gösterime sunacak. Müzikal oyun şeklinde çocukların gösterimine sunulacak olan saat perde diyecek ve oyunun biletleri; biletix, seçkin organizasyon, seçkin gelişim kurs merkezi ve bilet satış noktalarından temin edilebilecek. SEVMEKTEN ÖLDÜ DESİNLER OYUNU AYRINTILARI Hande Subaşı, Hakan Bilgin, Bülent Alkış, Serdar Yeğin, Canan Atalay ve Ceren Taşçı gibi oyuncuların yer aldığı oyun, İstanbul'un kenar mahallerinden pavyon ışıklarına uzanan çok özlediğimiz bir masalı anlatıyor. Yeşilçam filmlerinden, arabesk şarkılara, biraz müzik, biraz hüzün, bolca kahkahanın yanı sıra Gönül, Mustafa, Hamdi, Sevda, Ahmet ve bu koskoca şehrin gölgesinde asla kaybolmayacak hayallerini konu alan oyun; 17 Şubat tarihinde Atatürk Kültür Merkezi’nde saat perde diyecek. Geçtiğimiz aylarda piyasaya çıkardığı single’si ile beğenileri de üzerinde toplayan ünlü sanatçı Meltem Yılmazkaya “sevmekten öldü desinler” adlı müzikal oyunda izleyenleriyle buluşmaya hazırlanıyor “Sevmekten Öldü Desinler” Müzikli Tiyatro Oyunu Sahne Alıyor Geçtiğimiz aylarda piyasaya çıkardığı single’si ile beğenileri de üzerinde toplayan ünlü sanatçı Meltem Yılmazkaya “sevmekten öldü desinler” adlı müzikal oyunda izleyenleriyle buluşmaya hazırlanıyor Ekranlardan da tanıdığınız ünlü oyuncu Meltem Yılmazkaya yeni tiyatro oyunuyla sahnelere geliyor. Geçtiğimiz aylarda piyasaya çıkardığı single’si ile beğenileri de üzerinde toplayan ünlü sanatçı “sevmekten öldü desinler” adlı müzikal oyunda izleyenleriyle buluşmaya hazırlanıyor. Hikâyenin konusunda İstanbul’un kenar mahallesinde bir pavyona doğru gidiliyor burada arabesk şarkılar ise sanatçının kendi yorumuyla seslendiriliyor. Oyunun geneline baktığınız da kahkahalarınızın da eksik olmayacağını görebilirsiniz. Aynı zamanda oyun sosyal bir içerikte sunuyor ve izleyenleri zaman zaman duygulandıran anlar yaşatıyor. Ünlü oyuncuyu hatırlamayanlar olabilir bu nedenle onu aslında Show Tv ekranlarında Güldür Güldür Show’dan da tanıyacağınızı belirtelim. Oyuncu daha öncesinde sinema ve televizyon projelerinde de pek çok kez yer almıştı ve artık tiyatro sahnesinde de boy göstermeye başlayacak. Oyunda daha çok sesinin ön plana çıkması sanatçının ses renginin güzelliğini de ortaya çıkarmış olacak. Tiyatro oyunun Yeşilçam’dan da bir esinti şeklinde komedi tarzında olması bir döneminde yeniden canlanmasına neden oluyor. Oyunda duygusallıkta es geçilmemiş ve hikayenin geçtiği pavyon ve gece kondu mahallesi farklı bir tadın da yeniden gözlerimizin önüne gelmesine neden oluyor. Hikâyede zengin bir kızın kenar mahalledeki hayatı canlandırılıyor. Oyunun yazarı Murat Mahmut Yazıcıoğlu yönetmen ise Berfin Zenderlioğlu oyuncular arasında Hamdi Alp, İbrahim Halaçoğlu, Onur Berk Arslanoğlu ve Pınar Yıldırım gibi isimlerde boy gösterecekler. Tiyatro oyununda müzikler Burçak Çöllü’ye ait kostümler Çağla Yıldırım. Kısacası geçmişin günümüze doğru yeniden bir hatırlanması ve eskiye duyulan özlemde dile getirilmiş oluyor. Biliyoruz ki Yeşilçam bizim sinema tarihimizde önemli bir yer tutuyor. Ve bu oyunda şimdiden yeşilçamın anılarını gözlerinizin önüne getirecek. haber 192 false Toplumsal engeller Üye Girişi özel indirimlerle “Sevmekten Öldü Desinler” oyuna bilet 79 TL yerine 49 TL! İstanbul'un kenar mahallerinden pavyon ışıklarına uzanan çok özlediğimiz bir masal... Yeşilçam filmlerinden arabesk şarkılara, biraz müzik, biraz hüzün, bolca kahkaha... Gönül, Mustafa, Hamdi, Sevda, Ahmet ve bu koskoca şehrin gölgesinde asla kaybolmayacak hayalleri... özel indirimlerle “Sevmekten Öldü Desinler” oyuna bilet 79 TL yerine 49 TL! ● 29 Şubat 2020, Saat Trump Kültür ve Gösteri Merkezi ● 23 Mart 2020, Saat Yunus Emre Kültür Merkezi KÜNYE Yazan Murat Mahmutyazıcıoğlu Yöneten Ebru Kara Dekor Tasarım Candan Tuna Günay Dans ve Hareket Düzeni Yeşim Alıç Besteler / Müzik Direktörü Orhan Enes Kuzu Kostüm Tasarım Taleh Aliyev Işık Tasarım Yakup Artık • Bu kuponuyla “Sevmekten Öldü Desinler” oyuna bilet 79 TL yerine 49 TL!• Tüm geçerli tarihler Fırsat Detayında ve Satın Al Butonu içinde belirtilmiştir.• Kupon kodunu etkinlik başlangıcından en geç 1 saat önceden gişe görevlisine ibraz ederek biletini alabilirsin.• Yalnızca satın alınan tarih ve yerdeki oyunda geçerlidir.• Birden çok alınan biletlerde yan yana oturma sözü verilmez. Biletler müsaitlik durumuna göre otomatik olarak yerleştirilmektedir.• Her bilet tek kişiliktir.• Satın alma yapıldıktan sonra iptal ve iade kabul edilemez.• Satın aldığın kupon adedini, kodlarını ve kullanım durumunu *Hesabım* menüsünden takip edebilirsin.• Dilediğin kadar kupon satın alabilirsin ve hediye edebilirsin.• Bilete çevrilmeyen kupon kodları kullanmış sayılacaktır.• Başka indirim ve kampanyalarla birleştirilemez.• Etkinlik biletleri, fiş-fatura yerine geçer. nihayet dün akşam kadıköy tiyatro festivali kapsamında göztepe özgürlük parkında izleyebildigim kadıköy emek tiyatrosu oyunu. özgün ve eğlenceli buldum. ustaca yazılmış, ustaca oynanıyor. tavsiye facebook sayfasında detayları dün akşam özgürlük parkı'nda izledim, murat mahmutyazıcıoğlu yine çok güzel yazmış, oyuncular da çok güzel oynamış! kadro şöyle hamdi alp, ibrahim halaçoğlu, meltem yılmazkaya, onur berk arslanoğlu, pınar türü değişik, arabesk şarkılı oyun oyuncuların hepsinin sesi çok güzel, bizim ülke gibi arabeske boğulmuş kitleye de çok hitap ediyor. yani "ıııyy müslüm'ü hiç sevmem" diyen arkadaşlarınızla değil, diğerleriyle mutlaka gidin, pişman olmazsınız. festivalde birçok oyun izledim ama buna tekrar gitmek isterim, öyle de eğlendim, teşekkürler kadıköy emek tiyatrosu! karşımızda bir gerçek var ki, seyirci tiyatro izlemeye gidecekse evvela gülmek istiyor! insanı, insana, insanla... bıraksana bunları. güldür bizi! eğlenelim. oyunların hepsi de ne yazık ki komedi uğruna yavan içerikler çıkarıyor. eğreti sözcükler, zorlama beden hareketleri, onca yıldır tuhaf tuhaf ses çıkarmalar bile bitmedi!arghhd, peeey, vıyyy...şimdiden söyleyeyim bu oyunu eleştirmeyeceğim. biraz olsun gözlemlediğim arz-talepten bahsetmek istedim evvela. yani çabucak tüketmek, o anda mutlu olmak, eve dönünce de üzerine konuşmamak, unutmak istiyoruz. bir başkasına oyunu önereceksek de "aa süper, çok güldük ya." diyoruz. yani gerizekalı olanlar böyle diyor, o da neredeyse herkes. amına koydular milletin bu tüketim ayağına. sahne bile metalaştırıldı. gülmek, sırf eğlenmek için yaşıyor hafta sonu avm park tüketicileri ya da fotoğraf çekecek koyacak sağa bu oyun bazı toplumsal kanamalara parmak basıyor bunu yaparken de sizi güldürmeyi, eğlendirmeyi ihmal etmiyor zira sanki biliyor ki; eğer gülmezseniz anlattığı diğer mevzuları da dinlemezsiniz. evet. dinlemezsiniz. siktiğimin telefonlarını çıkarıp oynamaya yapıyor peki? mesela doğulu bir karaktere silaha da, kurşunlara da, savaşa da, mapusa da alışkın olduğunu söyletiyor. bir eşcinselin içinin dışına sığmadığını, nasıl hissettiğini ve şu biricik hayatında -lan ölecek gideceksiniz bırakın elalemi artık- bir türlü nefes alamadığını anlattırıyor. yahut kadınlardan bahsediyor, eve kapatılmış kadınların haklarını aramaları gerekliliğinden. erkek hegemonyasından falan bunları yaparken ne metaforik bir dil kullanıyor ne de bir öğreti gibi işliyor. gayet basitçe, anlamakta zorluk çekmeyeceğiniz bir biçimde dillendiriyor zira başka türlüsünü bu seyirci kaldıramıyor. oyunu izlerken bir yandan da düşünerek belirli yargılara varabilecek bir seyirci profili yok. soru şu tabi ki hangisi hangisi yaratıyor? bu seyirciler mi bu oyunları yoksa bu oyunlar mı bu seyircileri?kalkıp seyirciye, bir banka soymanın yanında bir banka açmak nedir ki diye sorduğunuzda sizi belki alkışlarlar ama o kadar. o saniye diyeceğim o ki, belirli dertleri anlatacaksanız bu ülkede ve kelamınızın dinlenmesini istiyorsanız bu işe bu dozda bu oyunun taşıdığı gibi bir komedi katmak durumundasınız. daha sonra üstü kapalı olmayan mesajlarınızı verebilirsiniz. bu çerçeveden bakıldığında iyi bir oyun çıkarmışlar, emeklerine sağlık herkesin. bunun dışında oyunun abartılacak bir yanı yok. bir de arabesk işi tamam eyvallah da yoz bir kültür arkadaş, aç oku hangi medeniyetten bize nasıl girdiğini ve toplumsal yansımalarını. he sen bunun da eleştirisini yapıyor olabilirsin de ama o zaman ibo, yıldız tilbe, kibariye falan bunca dinletme bize amına koyayım. geçen sene emek tiyatrosundan sadece diktatörü de kadıköy belediyesinin düzenlediği festival kapsamında izlemiştim. onu zaten seyirci mitinge çevirmişti. iki cümle de bir alkış, helal olsun sana diye bağırış. barış atay da aldı gazı devam etti komikti. neyse işte. her boku abartmayın, sezarın hakkını sezara verin. bugün izlediğim 2 perdeden oluşan komedi tiyatro oyunu. istanbul’un kenar mahallelerinde yaşayan gönül’ün sibel can olma hayalini, çok sevdiği aşkı, alkolik, beş parasız ama bestekâr mustafa’nın gönül’e “orospu mu olacakasın sen” diyerek tokatı çakmasının ardından, gönül’ün mustafa’yı terk etmesini ve zamanında dört kardeş ve bir sarhoş babayla büyüyen hamdi abi’nin pavyonuna düşmesini konu ediyor. benim senaryodan anladığım buydu. fakat anladığım kadar güzel yazılmamıştı. oyunun sonunda mustafa hastalanıp öldü fakat hastalığının ne olduğunu kimse anlamadı bile. senaryo zayıf olmasına rağmen oyunculuk gayet iyiydi. dekor kötüydü çünkü kenar mahallesi adına sahnede hiçbir şey yoktu. mustafa parkta bira içerken arkasında altın yaldızlı çerçeveler vardı. hatta her yerde. yine de yeni kadro ile ilk oyun olması rağmen özellikle sevda’ karakterini canlandıran canan atalay’ın ekibe kattığı enerji, oyunculuğu ve seyirciyle elektriği muhteşemdi. gönül’ü canlandıran hande subaşı’nın ve hamdi abi’yi canlandıran bülent alkış’ın oyunculukları ve performansları da gayet imla üzülerek söylemeliyim ki izlediğim en kötü oyunlardan birisiydi. murat mahmutyazıcıoğlu’nu normalde çok severim ve güçlü bir kalemi olduğunu düşünürüm ama nasıl böyle bir şey yazmış anlamadım. çok zayıf bir metin, çok kötü espriler, kör göze parmak mesajlar. oyunculuklar desen keza öyle. hande subaşı başta olmak üzere çok başarısız oyunculuklar. sadece serdar yeğin bir nebze de olsa daha iyiydi. hakikaten neden böyle bir oyun yapmışlar anlam veremedim. dün akşam trump kültür merkezi'nde izlediğim ve maalesef hiç beğenmediğim bir oyun oldu. konu özel tiyatro olunca insan verdiği paranın karşılığını almak istiyor. -bülent alkış dışında oyunculuk performansları iyi değildi. bülent alkış'ın hakkını yiyemem oldukça metni felaketti. esprilere gülen 3-4 kişi vardı. bunun haricinde sürekli gereksiz texti unuttuk bölümü vardı. bundaki amaç neydi konusuna girmiyorum bile. pavyon dekoruyla her bölümü geçiştirdiler. tiyatronun yazarını görünce eh bir de popüler kültürden tanıdığımız yüzlerle birleştirince tamam diyorsun güzel bir oyun oldugunu dusunuyorsun ama sonuç beklentiyi karşılayamama. bir akışkanlık yoktu. tam moda giriyorsun hüzünlü iki kelam ederken birden başka bir ortama geçiş yapması otomatik vites arabada vites geçişlerini hissettirmesi gibi huzursuz bir tat bıraktı... bugün bursa akademik odalar birliğine ait sahnede izleme fırsatı bulduğum oyundur kendileri. kadrosunda hande subaşı, hakan bilgin, bülent alkış, serdar yeğin, ceren taşçı isimli oyuncuların yer aldığı müzikal bir oyun olmakla birlikte serdar yeğin oyunculuğu ile öne çıkan isim olmuştur bana göre. oyunun nasıl olduğuna gelmeden önce dün aynı sahnede "bence hiç komik değil" isimli oyunu izledim ve gerçekten adıyla çelişmeyen bir oyun oldu ki kadrosunda haldun boysan gibi bir ustayı barındırıyordu. o oyunun üzerine "sevmekten öldü desinler" isimli oyunu izleyince ister istemez bugün ki oyunu beğeniyor insan. oyunun güzel yanı ise müzikal olması idi. gerçi bu durumdan dolayı henüz başında oyunu terk eden 10'a yakın seyirci oldu ve ne yazık ki ülkemizde bu tür oyunları sabırla izleyen kitle çok fazla değil. gerçi müzikal olması falan iyi idi diyorum ama kalite olarak devlet tiyatrosunda çok daha güzel müzikal oyunlar izledim. ama bu kesinlikle verdiğim paraya acımak olarak değerlendirilmemeli. zira tiyatro cidden desteklenmesi gereken bir uğraş. dolu salonlar görmek bir izleyici olarak beni de mutlu ediyor. hele ki bursa'da salonların dolu olması çok daha güzel oyunların bu şehre gelmesine olanak sağlayacak. hakan bilgin ve hande subaşı’nın başrol oynadığı tiyatro güzel bir absürt komediydi, özellikle canan atalay’a çok güldüm. başarılarının devamını dilerim. bir şeyler eksik, bir şeyler fazla idi ama o ne idi dediğim tiyatro oyunu. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Yaklaşık okuma süresi 3 dakikaKadıköy Emek Tiyatrosu’nun izlediğim ilk oyunu Sevmekten Öldü Desinler. Oyunu Sercan’la birlikte Özgürlük Parkı Açık Hava Sahnesinde izledim. Kadıköy Emek Tiyatrosu’yla ilk kurulduğu zamanlardan bu yana tanışığım. Ama benimki bir nevi simaen tanışıklık. Çünkü bir türlü yollarımız denk düşmüyor. İki defa sahnelerinde oyun izlemeye niyetlendim, ikisi de oyuncu rahatsızlığından dolayı iptal oldu. Katıldıkları festivalde bir oyunlarını izleyeyim dedim, aşırı izleyici katılımından davetiye bulamadım. Bir şekilde bu zamana kadar kaldı yüz yüze tanışmamız. Ne yalan söyleyeyim Grand Pera Emek Sahnesi ile yaşadıkları hukuksal sorunlar nedeniyle değiştirmek zorunda kaldıkları eski isimleri Emek Sahnesini daha çok seviyordum. Hem anlam olarak çok doluydu hem de bir yitip giden bir geçmişi anımsatıyordu. Neyse ki isimleri de değişse, baskı da görseler yılmadan oyunlarını oynamaya devam ettiler. Umarım uzun seneler sürdürürler bu mücadelelerini. Buna destek olabilmek için bireysel olarak yapabileceğim en güzel şey kalkıp oyunlarına gitmek olacak. Bu sezondan çok umutluyum. Sevmekten Öldü Desinler, ekibin kendi deyimiyle arabesk müzikli oyun. Enteresan bir tür. Geçtiğimiz sene yine festivalde Kumbaracı50’nin Yalınayak Müzikhol oyununu izlemiştim. Daha sahneye girer girmez onu getirdi aklıma. Fakat içerik olarak çok farklı elbette. Yalınayak Müzikhol unutulmaya yüz tutmuş bir kültürün izlerini ararken, Sevmekten Öldü Desinler daha bireysel bir hikâye sunuyor izleyiciye. Hikâye tanıdık, bildik. Sibel Can olma hevesiyle bir pavyonda çalışmaya başlıyor Gönül türlü badireler atlattıktan sonra. Mahallesindeki sevdiği Mustafayı ve arkadaşı Sevdayı ardında bırakıyor bunu yaparken. Patronu Hamdi ve iş arkadaşı Ahmetle birlikte mahallesinden uzakta yeni bir hayata başlıyor. Ta ki eskilere özlem duyana kadar. Oyunda oyuncular, bir oyunun içerisinde olduklarını izleyiciden gizlemiyor, bunu bilerek birçok defa faş ediyorlar. Akan oyunun içerisinde mizahi bir dille birbirlerine müdahale ederek oyunu yönlendiriyorlar. Zaman zaman izleyicilerle diyaloglara giriyorlar. Aslında bir hikâyeyi oynamaktan ziyade sahne sahne anlatıyorlar izleyiciye. Oyunun tanıtım metninde de oyuncunun anlatıcıya dönüştüğü bir anti-melodram olarak yer verilmiş bu türün tanımına. Oyunun yazarı Murat Mahmutyazıcıoğlu, yönetmeni ise Berfin Zenderlioğlu. Bu seneki festival bir anlamda Murat Mahmutyazıcığlu’nun festivali oldu. Festivalin açılış oyunu olan Sen İstanbul’dan Daha Güzelsinin de yazarı kendisiydi. Bunun kendisine faydası ve zararı eşit bence. Yazılan bir oyunun açık havada, izleyici ilgisinin çok yüksek olduğu bir festivalde yüzlerce kişiye ulaştırılması çok güzel bir deneyimdir sanıyorum. Fakat izleyici açısından bakıldığında bazı kötü yanları olabilir. Yazarın kentlerin değişmesi üzerine kafa yorduğu aşikar. Sezonda da izlediğim Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin oyununda harikulade bir şekilde bu konuyu işlemiş. Fakat benzer sahneleri bu oyunda yeniden görmek açıkçası beni rahatsız etti. İlk oyunda olduğu kadar samimi bulamadım. Belki derdi başka olan bir metnin içerisinde kaybolmasından belki daha önce farklı bir oyunda işlendiğinden haberdar olmaktan bilemiyorum. Bu verdiğim çok niş bir örnek. İki farklı yazar da aynı konulara değinerek bir oyun yazabilir pekâlâ. Fakat yazarı aynı olunca daha çok göze çarpıyor bu durum. Oyunculardan Ahmet rolünü oynayan İbrahim Halaçoğlunu daha önce Cambazın Cenazesi oyununda izlemiştim. Sevda rolünü oynayan Meltem Yılmazkayaya ise sinema filmlerinden ve TV programlarından aşinayım. Oyunun Gönül’ü Pınar Yıldırım, Mustafa’sı Onur Berk Arslanoğlu, Hamdi’si Hamdi Alp. Meltem Yılmazkaya, rolüyle oyunun mizahını yükselten, izleyicileri hiç beklemedikleri anda kahkahalara gark eden bir karakter olarak sürdürüyor oyunu. Oyunun adeta bir tempo kontrolcüsü olarak kendisini çok beğendim. Sevmekten Öldü Desinler türü itibarıyla sezonda izleme önceliğim olabilecek bir oyunlardan birisi değildi. Fakat bu tür festivaller sayesinde farklı türde oyunları izleyebilme, farklı disiplin ve teknikler hakkında fikir sahibi olma, hangilerinden keyif alıp almadığımı anlayabilme şansını yakalamış oluyorum. Her karakterinin en az bir kere şarkı söylediği, bildik bir hikâyeyi eğlenceli şekilde anlatan bir oyun Sevmekten Öldü Desinler. OYUN KÜNYESİ Yazan Murat Mahmutyazıcıoğlu Yöneten Berfin Zenderlioğlu Oynayanlar Hamdi Alp, İbrahim Halaçoğlu, Meltem Yılmazkaya, Onur Berk Arslanoğlu, Pınar Yıldırım Süre 1 saat 40 dakika tek perde

sevmekten öldü desinler bilet al