⛄ Çocuğum Çok Sinirli Ve Inatçı
Türkiyede 1 milyondan fazla minik okura ulaşan Küçük Bay ve Bayanlar’ın yalın anlatımlı öyküleri, görünüşleri ve kişilikleriyle rengarenk karakterlerle dolu. Küçük Bay ve Bayanlar kitapları okul öncesi yaş grubunu kitapların eğlenceli dünyasıyla tanıştırırken, ilk okuma çağındaki çocuklara da okuma sevgisi
İletişim ve saygı esastır. Anneler ve babalar olarak, çocuklarımızın mutluluğunu, başarısını ve güvenliğini garanti etmek istememiz doğaldır. Bu nedenle, partnerleriyle buluşmak ve etkileşimde bulunmak çoğu zaman karmaşık bir durumu temsil eder . Birçok anne-baba, bu durumlarda olumsuz bir görüntü ortaya çıkarmaktadır.
Yardım duygusundan uzak, sinirli, inatçı, hırçın, uyumsuz, kendine ya da başkalarına karşı saldırgan davra-nışlar gösteren biri olabilir. Ya da pasif, utangaç, ürkek, çekingen, kendi duygu ve düşüncelerini ifade edeme-yen bir kişilik yapısı geliştirebilir.
İnatçıve Öfkeli Çocuklar Psk Çocuğum Çok Öfkeli,neden öfkeli çocuk, sinirli çocuk, çabuk sinirlenmek, çabuk sinirlenen çocuk
Ben ise sadece güzel sözlerle ve yumuşak tavırla cevap veriyorum. Bu yumuşak tavrım karşısında da sen erkek misin be diye bir cevap alıyorum. Şimdi hocam ben eşimi yine de çok seviyorum. Açıkçası onun ani hiddetine engel olamıyorum. Bir bakıyorsunuz çok iyi bir bakıyorsunuz çok sinirli.
Aşırı sinirlenme birçok çocukta oluşabilir ve geçici bir durumdur.Burada önemli olan çocuğun neden,neye ve nasıl sinirlendiğidir. Bu durumda anne ve babanın tutumu oldukça önemlidir.Çocuğunuz öfke nöbetlerini giriyorsa,kendini yerden yere atıyorsa,sizi kendinden uzak tutmaya çalışıyorsa çocuğunuzun sakinleşmeye
Eğerçocuğum çok inatçı nasıl davranmalıyım diyorsanız okuyunuz. Sürekli ve aşırı biçimde saldırgan olan çocuk sinirli, anlaşılmaz, eyleme
5z3Iih8. İnatçı çocuk sorunu Eğer çocuk sahibi iseniz ve iocuğunuz bir şeyleri yapma İstediğiniz şekilde davranma konusunda inatçılık yapıyorsa bunun sadece sizin çocuğunuza özel bir durum olmadığını bilmeniz gerekir… İnatçılık çocukların doğal gelişim süreci içindedir cocugum-cok-inatci-2-ben-buyudum Çocuklar bebeklikten çocukluğa geçiş evrelerinde belli zamanlarda bir şeyleri yapma söz dinleme konusunda ebeveynlerine direne bilirler. Çocuklarda bu direnme yani başka bir deyişle inatçılık durumu aslında onların duygusal gelişiminin bir parçasıdır. Henüz bebeklik yaşlarda olan ebeveynlerin İlerleyen dönemlerde çocuklarının inatçı davranışları ile karşılaşmaya hazır olmaları gerekir. Çocukların kendilerini de bir birey olduklarını ispatlama çabalarına ve tek başlarına bir şeylere karar verebileceklerini düşündükleri 1 ila 3 yaş arasında hayır deme yeteneği kazanır. Bu döneme halk arasında Hayır dönemi ismi verilir ve bu süreç çok yaygın ve doğaldır. İnatçı çocuğa nasıl davranmalı 1 ve 3 yaş arasında çocuğun duygusal gelişiminin doğal bir parçası olan ve benzer bir şekilde ergenlik döneminde de ebeveynlerin yaşayacağı hayır dönemi ile ilgili ebeveynlerin davranış biçimleri çok önemlidir. Bu dönemde yapılacak bazı hatalar çocukların karakteristik gelişimleri konusunda onları olumsuz yönde etkiler. Sihirli kadın sitesi olarak Hayır dönemindeki çocuklarla nasıl iletişim kurulması gerektiği konusunda bazı tavsiyelerimiz var İNATÇI ÇOCUK İLE BAŞ ETMENİN 11 KURALI cocugum-cok-inatci-3 Çocuğun inadına, inatla Cevap vermeyin çocuğunuzun direnç gösterdiği hallerde ona kesinlikle direnç ile cevap vermeniz gerekmektedir. Mesela üstünü giymek de direnen çocuğunuza üstünü giymezse Onunla oyun oynamayacaksınız ı veyahut da istediğini almayacağınız ı söylemeyin. Daha çok olumlu bir yaklaşım içerisinde bulunur Ona neden giyinmesi gerektiği konusunda doğru yöntemle ikna etmeniz gerekmektedir. Tekrar ediyoruz Bu yöntem kesinlikle olumlu bir çocuğun ikna olacağı bir yöntem olmalıdır. Çocuğun Duygu dünyasını olumsuz etkileyecek cümlelerden kaçınmalısınız çocuğunuza ne kadar inatçısın Seni artık sevmiyorum senden bıktım gibi cümleler kesinlikle kurmayın bu tarz cümleler onun iç dünyasında çok farklı büyük yaralar açmaktadır. Onu her şekilde sevdiğinizi ona belirtmeniz gerekmektedir. Yine yukarıda olduğu gibi olumlu bir biçimde yapması gerekli olan hayati şeyi neden olduğuna onu ikna etmeniz gerekir. Ebeveynlerin en büyük derdi yemek olduğu için bunun üzerinden örneklemek gerekirse Yemek yemekle direnen bir Çocuğunuz varsa eğer Yemeğini yerse oyun oynamak için gerekli olan enerjiye sahip olacağı konusunda onu ikna edebilirsiniz. Kesinlikle Ceza ve ödül sistemini kullanmayın Çocuğunuzu Eğer yapması gereken şeyi yapmıyorsa kesinlikle cezalandırmayın veya kendisine ödül teklif etmeyin. Çocuğunuza ceza vermeliyiz onu ilerleyen zamanlarda yalana teşvik edebileceği gibi mükafatlandırır manız da olması gereken bir şey yaptığı zaman bile bunun karşılığı olarak sizden mükafat beklemesi gibi karakteristik bazı sorunlara yol açabilir. Bu yöntemlerin yerine anlaşamadığınız söyleyerek ortak bir yöntem aramayı tercih etmeniz çok daha etkili ve onun ikna olabilmesi konusunda çok daha olumlu sonuçlar sağlayacaktır. Kuralları koyun ve mutlaka nedenini açıklayın Kural koymak ebeveynlerin uygulaması gereken en önemli şeylerden biridir. Fakat kuralları koyarken nedenlerini hem kendinizin iyi bilmesi hem de çocuğunuza doğru şekilde sıkılmadan izah etmeye devam etmelisiniz. Eğer neden o kuralı uygulanması gerektiği konusunda kendisini bilgilendirmeniz olası olumsuz sonuçlar konusunda herhangi bir bilgisi olmadan sadece Kural koyulduğu için uygulama yöntemini seçer ve ilerleyen zamanlarda sizin yokluğunuzda bu konu kendisine zorluk yaratacaktır. Bu şekilde hem çocuğunuza yapması gereken davranış biçimini neden olduğunu anlatmış olursunuz hem de Eğer kendisine bu konuda bir mantık yürütme teşvik ederseniz düşünce yapısında çok olumlu sonuçlar alırsınız. Mutlaka seçenek sunun kendisi bir şey Yapmak istemiyorsa çocuğunuzla mutlaka başka bir seçenek daha sunmanız çok önemlidir. Onun istediği başka bir şey olabileceğini unutmayın. Eğer çocuk bir şeyi yapmayı başka bir şey yapmamayı istiyorsa onu ikna edebilmenin en güzel yöntemi onun isteyeceği ikinci bir seçeneği ona sunmaktır. Bu hem onun da istediği bir şeyin yapıldığı duygusunu ona vererek Özgüven duygusunu desteklemenin yanı sıra size de rahat ettirecektir. Çocukla aynı dili konuşun çocuk bir konuda sizlerle inatlaşma içerisine giriyorsa ona büyük insanla konuşuyormuş gibi konuşma hatasını yapmayın. İkna olmayacak gibi sizin bu anlaşılmaz konuşmalarınız karşısında duygularını ifade etmekten kaçınma eğilimi gösterecektir. Bunun yerine onun anlayabileceği ve bildiği kelimeler ile olabildiğince açık biçimde konuşmaya gayret edin Böylece çocuğunuz sizin söylediğiniz şeylere yabancılık çekmeceye gibi aynı zamanda İlerleyen dönemlerde duygularını size söyleme konusunda kendisini Özgür hissedecektir. Kesinlikle kışkırtıcı olmayın ebeveynlerin yaptıkları en büyük hatalardan biri çocukların özellikle Hayati konularda inatlaşma ları doğrultusunda onları kışkırtarak bir kavga ve üstünlük ortamı yaratarak çocuğu ikna etme çabalarıdır. Üstünü giyme konusunda inatlaşan bir çocuğa Eğer üstünü giymezsen dışarıya çıkamazsın ve oyun oynayamazsın yerine Tabii ki üstünü giydikten sonra dışarıya çıkabiliriz gibi olumlu ve Kışkırtma yan cümleler daha etkili olacaktır. Yapması gereken şeyi doğru dille sorun ya da isteyin çocuğuna seçenek sunmanız maddesinde olduğu gibi çocuğunuzdan bir şey isterken mümkün olduğunca seçenekli ve hayır cevabını en aza indirecek şekilde kendisine sormaya gayret edin. Seçme şansı verilen çocuk kendisini çok daha güvende ve Özerk hisseder. Yemeğe gel yerine hangi yemekten yemek istersin gibi sorular çocuğunuzun yemek yememe konusunda sizlerle inatlaşması nın önüne geçecektir. Çocuğunuza örnek olmanız çok önemli çocuğunuzdan istediğiniz veyahutta yapmasını istemediğiniz bir şeyi Eğer siz yapıyorsanız bu konuda ne söylerseniz söyleyin o çocuk derininde bu duruma ikna olmaz. Eğer siz bir tütün maddesi kullanıyorsanız ve çocuğunuzdan tütün maddesi kullanmaması gerektiğini söylüyorsanız bunun Hiçbir etkisi yoktur. aksine kullandığınız kuralı ilk başta Siz bu kuralı çiğnediğini için hem onun davranışlarına güvenen en önemli figürler Sizler olduğunuz için bu davranış biçimine içten içe benimseyip yapılabilecek bir şey olarak görür hem de koyulan kuralların çiğne ne bilecek olduğu konusunda genel anlamda ikna olurlar. çocukların söylediklerimizden daha çok yaptıklarımızı izlediğini unutmayın. Tutarlı olun. Olumlu yönde değişen davranışını gördüğünüzü belirtin ama abartmayın Çocuğunuz inatlaştık bir konuda davranış biçimini değiştiriyorsa bu olumlu değişimi gördüğünüzü belli edin. fakat yemek yeme konusunda inatlaşan bir çocuğun yemek yemesi sonucunda sanki dünya şampiyonu olmuş gibi davranmayın. Eşyalarını kaldırmışsın ne kadar da güzel ve düzenli olmuşlar gibi cümleler kullanabilirsiniz. çocuğunuzun sizi hemen anlamasını beklemeyin sabırlı olun çocuğunuza bir şeyi anlattığınız zaman ona Sen Büyüdün Artık ile başlayan cümleler kurmayın ve ondan hemen istediğimizi yapmasını beklemeyin. O halen bir çocuk ve hayır dönemi içerisinde ise inat eden davranışlar göstermeye devam edebilir. yukarıda belirttiğimiz davranış biçimlerini tutarlı devamlı ve bıkmadan sergilemeye Özen gösterin. Diğer Anne , Bebek ve Çocuk Gelişimi ile ilgili yazılarımızı okumak için hemen BURAYI TIKLAYIP ZİYARET EDİN Çocuğumuz ile birlikte mutlu ve huzurlu bir ömür diliyorum.
GECİKMİŞ DİL KONUŞMA Gecikmiş konuşma bir çocuğun yaşıtlarıyla benzer konuşma becerilerini sağlayamaması olarak tanımlanabilir. Bir çocuk yaşıyla uyumlu beklenen konuşmayı sağlayamıyorsa bu bir “konuşma bozukluğu” olabilir, veya “gelişimsel dil gecikmesi” olabilir. Herhangi bir organa bağlı olarak konuşmada bozukluk olmasına “organik konuşma bozukluğu”, herhangi bir organda bozukluk olmadan ortaya çıkan duruma “işlevsel konuşma bozukluğu” denir. Gecikmiş konuşmadan şüphelenilecek durumlar Her bebek 3-6 aylık oluncaya kadar anlamsız sesler çıkarabilir ve bu o çocukta işitme kaybı olmadığını göstermez. Sağlıklı doğan her bebekte mutlaka işitme taraması aylık bebek “ba ba ba”, “ma ma ma” gibi anlamlı sesler çıkarmaya aylık bebek “evet”, “hayır” gibi komutları anlamalı, ismiyle çağırıldığında ay arasında “dede”, “baba” gibi anlamlı 1-2 kelimesi ay tamamlandığında 5-10 kelimeli bir kelime dağarcığı gelişmiş ay arasında “bu ne?”, “top nerede?”, “ben kimim?” gibi soruları anlıyor ve anlamlı cevap veriyor ay arasında 2 veya 3 kelimeli cümleler kurabiliyor aydan sonra kullandığı kelimeler yabancılar tarafından anlaşılıyor yaşında basit bir olayı anlatabiliyor yaşında karmaşık bir olayı anlatabiliyor olmalıdır. Gecikmiş konuşmaya neden olan durumlar Ailesel dil gecikmesiGelişimsel dil gecikmesiPrematüre doğum veya büyüme gelişme geriliğiİki dil konuşulması, sağ el- sol el kullanılması gibi çatışma yaratan durumlarİşitme kayıpları, işitmenin algılanması bağı, yarık damak-dudak gibi ağız içi problemleriOtizm, Zihinsel Yetersizlik,Psikososyal uyaran eksikliği... Dil ve Konuşma Gelişimi Konusunda Yaygın Olarak Bilinen Yanlış İnanışlar • Erkek çocuklar geç konuşur • Çocuğun her isteğini önceden tahmin ederek yerine getiren anne-baba veya başka bir aile üyesinin olması • Abisi/ablası veya çevresindeki yakın bir kişinin konuşma problemi olması • İnatçı olmak • Dil bağı Ayrıca şu önerilerden de kaçınmak önemlidir • Problemi kendi başına aşacaktır • Değerlendirilmek için daha yaşı çok küçük • Zaten konuşmuyor nasıl değerlendirilecek? • Okul başlayana kadar bekleyip görün DİL KONUŞMA PROBLEMLERİ İÇİN ZAMAN KAYBETMEDEN UZMAN YARDIMI ALMANIZ ÖNERİLİR. BİR ÇOCUĞUN OKUMA YAZMA YA DA MATEMATİK PROBLEMLERİ YAŞAMASI ARKADAŞLARI TARAFINDAN ÇOK GEÇ FARKEDİLEBİLİR DİL-KONUŞMA PROBLEMLERİ HEMEN FARKEDİLİR VE ETİKETLENMEYE YOL AÇAR. BU NEDENLE DİL KONUŞMA PROBLEMLERİ YÜKSEK RİSK GRUBU OLARAK TANIMLANIR. BUNUN YANINDA DİL KONUŞMA GELİŞİMİ TÜM GELİŞİM ALANLARININ TEMELİ OLARAK DÜŞÜNÜLMELİDİR. Dil ve Konuşma Gelişimi Konusunda Yaygın Olarak Bilinen Yanlış İnanışlar • Erkek çocuklar geç konuşur • Çocuğun her isteğini önceden tahmin ederek yerine getiren anne-baba veya başka bir aile üyesinin olması • Abisi/ablası veya çevresindeki yakın bir kişinin konuşma problemi olması • İnatçı olmak • Dil bağı Ayrıca şu önerilerden de kaçınmak önemlidir • Problemi kendi başına aşacaktır • Değerlendirilmek için daha yaşı çok küçük • Zaten konuşmuyor nasıl değerlendirilecek? • Okul başlayana kadar bekleyip görün DİL KONUŞMA PROBLEMLERİ İÇİN ZAMAN KAYBETMEDEN UZMAN YARDIMI ALMANIZ ÖNERİLİR. BİR ÇOCUĞUN OKUMA YAZMA YA DA MATEMATİK PROBLEMLERİ YAŞAMASI ARKADAŞLARI TARAFINDAN ÇOK GEÇ FARKEDİLEBİLİR DİL-KONUŞMA PROBLEMLERİ HEMEN FARKEDİLİR VE ETİKETLENMEYE YOL AÇAR. BU NEDENLE DİL KONUŞMA PROBLEMLERİ YÜKSEK RİSK GRUBU OLARAK TANIMLANIR. BUNUN YANINDA DİL KONUŞMA GELİŞİMİ TÜM GELİŞİM ALANLARININ TEMELİ OLARAK DÜŞÜNÜLMELİDİR. Çocuğun konuşması yaşından beklenen düzeye ve yaşıtlarına göre eksiklikler içeriyorsa veya konuşma gelişimi açısından çok daha yavaşsa, o çocuğun konuşması gecikmiş konuşma olarak adlandırılır. Gecikmiş konuşma; tanımlama, etiyolojiyi saptama açısından özel eğitim uygulamaları içinde kavram kargaşasının en çok yaşandığı olgu olmuştur. Dil Nedir? Bireylerin duygularını,düşüncelerini,gereksinimlerini,tecrübelerini ifade etmek için kullandığı belirli kurallara dayalı semboller kümesidir. Konuşma ve dil farklı şeylerdir fakat birbirlerinden ayrı iki kavram birlikte gelişir. Konuşma Nedir? Dil gelişimi bilişsel gelişimin bir parçasıdır. Bireylerin bilişsel gelişim dönemleri ilerledikçe dilin kullanımındaki beceriler ve yetenekler de artar. Dil gelişimi doğumla başlar ve hayat boyu sürer. Çocuklar dil gelişimi için gerekli ilkeleri, bilgileri, sözcükleri ve kalıpları erken çocukluk döneminde kavrar. Dil gelişimi için önemli dönem 0-6 yaş arasıdır. En hızlı ise 0-3 yaş arasıdır. Çocuklar dili modelleri dinleyerek, taklit ederek, deneyim ve düşünceleri paylaşarak öğrenirler. Dil Kazanılması İle İlgili Görüşler Gecikmiş konuşma kavramını incelemeden önce normal dil-konuşma gelişimini incelemek gerekir. 1 Davranışçı Görüş Reber 1973’in tanımlamasına göre davranışsal pozisyon yani ’birey’ stimulus ve çevre arasında kalmıştır. Biyolojik gelişimden daha çok, çevrenini organizma üzerinde davranışa bağlı sonuç mekanizmasının dominant olduğu görülmüştür. 2 GelişimselPsikolinguistik Yaklaşım Bu yaklaşım ile çocuğun linguistik ayrımı yapabilmesi, lisan hızının kazanılması linguistik birim için önem kazanmıştır. Bu kavram tüm dünya dillerinde sınıflama tiplerinin tanımlanmasında kullanılır. 3 KognitifAnlamsal-Bilişsel Yaklaşım Kognitif yaklaşım, lisan gelişiminde çocuğun çevreden öğrendiklerini primer olarak sensörimotor yetenekleriyle etkileşim içinde bulunmasıdır. Sinclair 1975’in belirttiği üzere; entelektüel gelişim ve zeka gelişimi lisan olmadan mümkündür, fakat dil kazanımı genelde önemli kognitif yapılara neyin bilindiğinin ifadesi ve iletişimi olduğu kadar aynı zamanda bilinmesi gereken bir obje olarak gözlenir. 4 Sosyolinguistik Görüş Sosyal yaklaşımı, De Laguna 1927 lisanın başkalarıyla ilişki kurmak,hareketlerimizi kontrol etmek üzere kullanılan amaç olarak ifade etmiştir. Bruner1974 bir çocuğun elde ettiği linguistik yetenekle nasıl ilişki kurduğuna değil,çocuğun iletişimde ne sağlamaya çalıştığına bakılmalıdır. 5 Etkileşimci Görüş Sanders 1976; lisan kazanımının süresini çevre ve organizmanın karşılıklı etkileşiminden kaynaklandığını söyler. Çocuğun gelişiminin oluşturduğu out-put, çevreden içselleştirebilme yeteneğini ifade eden in-put’u belirler. Dil Gelişiminin Ön Koşulları 1 Motor Gelişim Konuşmak için gerekli kasların kullanımı 2 Sensory Gelişim En önemli duyular birincil olarak işitme, görme ve dokunma duyularıdır. 3 Psikomotor Gelişim Düşüncelerini eyleme dönüştürme yetisidir. Karnı aç olan çocuğun pasta gördüğünde tepki vererek eyleme geçmesi. 4 Entelektüel Gelişim Her bir gelişim normal olsa da doğru zamanda doğru uyaran verilmezse çocuk zamanında bilgi alıp öğrenmekte zorlanır. Uyaran eksikliği ile büyüyen çocuklar... Dil Gelişimini Etkileyen Faktörler 1 Zihinsel Problemler 2 Fiziksel Problemler 3 Duyusal Problemler 4 Duygusal Yoksunluk 5 Uyarıcı Yoksunluğu 6 Sık Sık Hastalanma DİL GELİŞİMİ DÖNEMLERİ 1 Anlamsal Semantik Gelişim 2 Ses Biriminin Fonoloji Kazanımı 3 Söz Dizimi Sentaks Gelişimi 4 Morfolojik Biçimbirimi Gelişimi 1 AnlamsalSemantik Gelişim Anlam bilgisi, nesnelerle semboller arasında normal bir ilişki kurulduğunu ifade etmektedir. Dilin anlamı ile ilgili en önemli nokta, sözcüklerin nesneleri değil, nesneler konusundaki düşünceleri ifade etmektedir. Çocuklar sözcükleri söylemeden önce anlamlarını kavramaya başlarlar. Çocuklar yaklaşık 9 ve 12. aylarda sözcüklerin anlamlarını kavramaya başlarlar. 2 SesbirimininFonoloji Kazanımı Ağlama0-1 ay Ağrı-rahatsızlık-ihtiyaç durumunu neonataller ağlayarak belirtir. BabıldamaCooing 1,5-3 ay dönemini kapsar. Ses oyunları yaparlar. “k”-”g” gibi ünsüzleri çıkarır. “a,e,o,u” gibi ünlü fonemleri uzatır. aaaaah,uuuuh,... çocuk ses ürettiğinin farkındadır ve bu durumdan haz alır. Güldüğünde ya da üzüldüğünde ses üretimi refleksif olarak gerçekleşir. Mırıldanma Babling 4-6. aylar arasında gözlenir. Ünlü-ünsüz fonemlerde artış gözlenir. p,b,m gibi... 6. ayın sonuna doğru ünlü ve ünsüzleri birleştirmeye başlarlar. ba,ma,pa Bu kombinasyonları kullanarak baba-mama’ gibi sesler üretir. Bu dönem işitme engellilerde dahil olmak üzere herkeste gözlenir. Ancak patolojinin drumuna göre daha geç görülebilir. İşitme engellilerin babling dönemi daha kısa sürer. Bu dönemde işitme engelli çocuklar ayırt edilebilir. Mırıldanma Tekrarı,Olgunlaşmamış Taklit DönemiLalling 7-11. ayları kapsar. Ses üretimi ile işitmeyi birleştirir. Çıkarılan sesler anadile ait öğreniminde ilk önce kazanılan seslerdir. Bebek yetişkin konuşmasına benzeyen ancak anlaşılamayan uzun diziler meydana getirirler. 3 SözdizimiSentaks Gelişimi Cümlenin yapısını oluşturan sözcüklerin anlamlı bir biçimde oluşturulması ile ilgili kuralları inceler. Tek Sözcük Dönemi Yaklaşık bir yaş civarında çocuklar tek sözcükleri üretmeye başlar. Çocuk tek kelimeyi bütün cümle olarak kullanır. İki Sözcüklü Birleşimler Dönemi 18-20. aylarda çocuklar sözcükleri basit cümleler şeklinde birleştirirler. Bağlaç,edat,sıfat kullanmazlar. 3 ve Daha Fazla Sözcüklü Birleşimler Dönemi 22-24. aylarda 3 sözcüklü birleşimler ile birlikte birkaç tane 4 sözcüklü birleşimler üretirler. Zamanların Kazanımı 19-21. aylarda zaman kullanımı aylık çocuklar –digeçmiş zaman ,-yorşimdiki zaman kiplerini kullanırlar. Olumsuz Cümle Yapılarının Kazanımı Yaklaşık 2 yaşında çocuklar –me olumsuzluk eki’ni öğrenilen olumsuzluk ifadesi hayır’dır. Daha sonra değil’,’yok’ ifadelerini de kullanırlar. Soru-Cümle Yapılarının Gelişimi 2,5 yaşında ne?’sorusunu;3 yaşında kim,nerede’,4 yaşında –mi,-mıgeldi mi? Bağlaçların Kullanımı Çocuklar 3,5 yaşında bağlaçları kullanmayı öğrendikleri bağlaç ve’ bağlacıdır. 4Morfolojik Biçimbirim Gelişimi Morfoloji, dildeki kökleri, ekleri ve bunların birleşme yollarını, dildeki sözcüğün türeme ve çekim eklerini, biçimle ilgili konuları inceler. Dil Gelişim Süreci 3 bölüme ayrılır 1 İç Dil Gelişimi 2 Alıcı Dil Gelişimi 3 İfade Edici Dil Gelişimi 1İç Dil Gelişimi 4 bölüme ayrılır. aAğlama Dönemi bBabıldama Dönemi cMırıldama Dönemi dMırıldanma Tekrar Dönemi 2AlıcıReseptif Dil Gelişimi Ses ve uyarıcı ilişkisini anlar. Çevresel ve konuşma seslerini ayırt eder. Jestlerle sesi birleştirmeye başlar.jestler,mimikler,hareketler çocuğun sözcükleri daha kolay anlamasını sağlar. Çocuk bu dönemde söylenenleri anlar fakat ifade edemez. Alıcı Dilin Özellikleri Alıcı dil, ifade edici dilden önce gelişir. Çocuk konuşurken anlar fakat kendini tam olarak ifade edemez. İlk dönem çocuk tarafından anlaşılan sözcükler çoğunlukla isimlerdir. 10-12. aylarda çocuklar basit emirlere uyarlar.al,ver,at,gel... Seslerin düzelmesi, dişleri kullanma, sesli harflerin artması ve dilde ilgisi olmayan hecelerin ortadan kalkması ile olur. 3İfade Edici Dil Gelişimi Konuşma devri olarak isimlendirilir. Bu dönemde çocuk sözlerle kendini ifade edebilme yeteneğini kazanır. 12-18. aylarda çocuklar ilk sözcüklerini söylemeye başlarlar. 18-24. aylarda tek sözcükleri artarda getirerek 2-3 sözcüklü birleşimlercümleler oluşturabilir. 2-3 yaş sözcük dağarcığının en hızlı geliştiği dönemdir. 3-4 yaş çocuğun söz dizimi yetişkinlerinkine benzer. 4-5 yaşlarda kendi dillerini dilbilgisi yapısına uygun olarak kullanırlar. İfade Edici Dilin Özellikleri Çocuklar ifade edici dil gelişiminin ilk dönemlerinde genelleme yaparlar. örtüm gördükleri yuvarlak şeylere top derler. Bir sözcükle pek çok şeyi ifade etmek isterler. Sırasıyla; 1 İsim, 2 Fiil, 3 Sıfat, 4 Zamir, 5 Edat, 6 Ünlemleri; kullanırlar. Konuşma İlk 3 ay içinde agulamaya başlar. Babling Dönemi 3-6 ay içinde kendi sözel oyunlarına cevap verir. İmitation Taklit evresinde ise kendi çıkardığı ve çevreden duyduğu sesleri taklit etmeye çalışır. Anlamsız heceleri devamlı tekrarlar. 1 yaş civarında ise fizyolojik mutizm denen 1-2 ay süren suskunluk evresi geçirilir. Bu evreden sonra ilk kelimeleri bilinçli olarak çıkarmaya başlar. 2 yaşına kadar 20’ye varan kelime dağarcığı oluşur. 3 yaşından sonra 2 fiilli cümleler kurar. 4 yaşında,normal gelişim süreci içerisinde konuşması tamamlanmış olur. Konuşmayı geciktiren öğeler; Duygusal çatışma, sevgi, şefkat eksikliği, Münakaşa, dilin sürekli münakaşa etmek için kullanılan ortamda büyüyen çocuklar. Aşırı düşkünlük, bu tür çevrede çocuğa konuşmak için yeterince fırsat verilmemesi. İlgisizlik. Uyaran eksikliği Dil Gelişiminde Temel Etkenler Çocuğa sevgi ve huzur dolu bir ortam hazırlamak, Çocuk ile ilgilenmeniz ve sevildiğini hissettirmek, Çocuğun fiziksel ihtiyaçlarınıolanaklarınız ölçüsünde eksiksiz karşılamak, Çocuğunuz ile her fırsatta konuşmak, Çoğunuz ile yaşına uygun oyun oynamak, Çocuğunuza zaman ayırmanız ve onunla daha çok zaman geçirmek, Yaşıtları ile oyun oynamasını sağlamanız ve çevresini genişletmesine yardımcı olmak, Çocuğunuza masal ve hikayeler anlatmanız ve onun konuşması için zeminler hazırlayarak ses ve mesajlarına cevap vermek, Eline aldığı nesnelerin özelikleri hakkında bilgi vermeniz ve görüşünü almak, TV karşısında uzun süre kalmasına engel olmak, Onun düşüncelerine değer vererek, özgüvenini artırmak için onay mekanizmanızı daima aktif durumda tutmak, Onun, sosyal ortamlara katılmasını sağlamanız ve konuşmaya teşvik etmek, Resimler, resimli hikayeler ile benzerleri üzerinde yorumlar üreterek onun konuşmasını sağlamak, Onun, kusurlarını pekiştirmeden düzeltebilmesi için ortamlar hazırlamak GECİKMİŞ KONUŞMANIN ETİYOLOJİSİ VE SAĞALTIM YAKLAŞIMLARI 3 aylıktan 4 yaşına kadar geçen dönemde, konuşma gelişimi dönemlerini etkileyebilen organik ve ya organik olmayan bazı bozukluklar konuşmanın gelişmesini engelleyecektir. Bu durum, çocuğun konuşmasının beklenilenden daha geri olmasına yol açacaktır. ’Gecikmiş konuşma’ diye adlandırılan bu durum, erkek çocuklarda kız çocuklardan 2 kat veya daha fazla görülmektedir. Hacettepe Üniversitesi KBB Ana Bilim dalı Odyoloji Bölümünün yürüttüğü bir çalışmaya göre Belgin, Serhan Kamçı; konuşma problemi şikayeti ile kliniğe gelmiş işitmesi normal 254 çocukta konuşmayı engelleyen faktörler araştırılmıştır, sağaltım yaklaşımlarının neler olabileceği belirlenmiştir. Bu 254 çocuğa önce odyolojik testler yapılmış, konuşma gecikmesinde işitme kaybının bir faktör olmadığı ortaya konmuştur. Tüm vakalarda işitme normal sınırlardadır. 176’sı erkek, 78’i kız olan hastaların konuşma problemi konusundaki bilgiler 3 kaynaktan sağlanmıştır 1Ayrıntılı hikaye 2Konuşma gelişimini gösteren test ve gözlemler 3Çocuk nörolojisi,psikiyatrisi ve genetik kliniklerden elde edilen bilgiler Gecikmiş konuşmanın oluşumunda primer neden mental problemlerdir. Bunu sırası ile; SSS Santral Sinir Sistemi bozuklukları, genetik faktörler, çevresel yoksunluk ve olgunlaşamama, psikojenik ve emosyonel bozukluklar ve orta kulak effüzyonları izler. MR, SSS bozuklukları ve genetik faktörlere bağlı konuşma gecikmesinin ana nedenlerinden biri psikomotor olgunlaşamamadır. Bu durum daha çok erkek çocuklarda gözlenir. Bu gecikme daha çok SSS’nin miyelinizasyonundaki gecikmeye bağlıdır. Erkek çocuklarda kendini ifade edebilme yetisinin geç ortaya çıkması, çocuğun çevrenin ilgisini çekmesini engellemektedir. Tüm bu nedenlerle çevresel pekiştirme ve olgunlaşma geç olmaktadır. Bunlara ek olarak, çocuğu etkileyen çevresel şartlar aşırı kaygıcılık, ilgisizlik, yalnızlık konuşmanın gecikmesini daha da pekiştirmektedir. Diğer bir faktör ise çocuğun psikolojik ve duygusal dengesizliğidir. Genellikle aile içi şartlardan ve ya sorunlardan kaynaklanan bu tür konuşma gecikmesi terapiye en çok direnen tiptir. Araştırma da 6 çocukta konuşma gecikmesi orta kulak effüzyonlarının ortaya çıkardığı iletim tipi işitme kayıplarıyla açıklanır. Bu vakalarda, hayatın ilk yıllarında önemsenmeyen ve hafif-orta arasında değişen uzun süreli işitme kayıpları konuşma gecikmesine neden olmuştur. İletişim Bozuklukları ASHA'na Göre ASHAAmerican Speech-Language-Hearing Association İşitme Bozuklukları Ses Bozuklukları Konuşma Bozuklukları Akademik Beceri Bozuklukları Dil Gelişim Bozuklukları; aGecikme bHatalı gelişme cMutizm Eğitsel Yöntemler, Değerlendirme ve Eğitim Programları Gecikmiş konuşmada; sorun bir hastalık gibi tedavi edilebilir bir unsur olmayıp, gelişimsel bir sorundur. Uzmanlara düşen görev, çocuğa, aileye eğitsel destek sağlamak ve rehber olmaktır. Çocuğu kazanmakta olduğu yetenekleri ile, başka bir çocukla kıyas etmeden eğitmek önemlidir. Dil Konuşma Eğitiminde Genel Prensipler Gözle, bekle, dinle prensiplerine bağlı kalınmalıdır Göz teması önemlidir. Konuşma eğitimi için taklit becerileri gereklidir. Oral motor yeterliliği artırıcı egzersizler, grup eğitimiyle oyun şeklinde verilmelidir. Ayna karşısında ses çalışmaları 3 ayda bir değerlendirme yapılmalıdır. Aile eğitimi şarttır. Örnek Uygulama AMAÇ 1-2 yaş Kaynağı saklı objeleri arama AMAÇ Görüş alanı dışında olan sesleri duyumsama ve araştırma, işitsel algıyı pekiştirme Materyaller Örtü, yastık, kutu vb. Uygulama Örtü konulur. Dikkati çekilecek şekilde nesne gösterilir ve örtünün altına nesne saklanır. Nesne ses çıkarınca Nerede’ diye sorulur. Model olunur, daha sonra İpucu azaltılarak devam edilir. Dil, Dudak, Yüz Kasları Egzersizleri Dudağın etrafına çikolata, şeker sürüp yalama Aynaya bakarak ağzını ve dilini değişik şekillerde hareket ettirme Dondurma, lolipop yalama Dili dışarı çıkarıp, çekme Dudaklarını açıp, kapama, bükme Çeşitli yüz hareketleri gülme,kızma,somurtma,öpücük verme... Ciklet çiğneme Çeşitli sesler çıkarma kahkaha, hıçkırık, hapşurma... Dili dışarı çıkarmak Dili dudakların sağına soluna değdirmek Dili dışarı içeri çekmek Dili buruna doğru sokmak Dili çeneye doğru çıkarmak Dilin ucunu alt-üst dişlerle ısırmak Dil ile dudakları yalama.yuvarlayarak Dili üst ön dişlere değdirme Dili şıklatma dil ile üst damağa vurup alt damağa çekerek ses çıkarma Dil ucunu üst dişlerden en aşağıdaki ve en soldakine değdirme Dil ucunu alt dişlerden en sağdaki ve en soldaki üzerine değdirme Dili ağız içinde u biçiminde kıvırma yanlarda Dil ile dudakları ıslatma DUDAK HAREKETLERİ Dudakları yanlara doğrualt-üstçekerek dişleri bitişik vaziyette gösterme Üst dişleri gösterme Alt dişleri gösterme Üst dudağı ısırma Alt dudağı ısırma İki dudağı da ağız içine almak Alt dudağı dışa döndürmek U sesi çıkarır gibi dudakları öne uzatmak Dudakları birbiriyle içe doğru sıkıştırmak Kalemi dudakları arasında tutmak Ruju dağıttığımız gibi iki dudağı birbirine sürtme değdirme YANAK HAREKETLERİ İki yanağı aynı anda şişirme Sağ yanağı şişirme Sol yanağı şişirme Soldan sağa sağdan sola sürekli yanak şişirme İki yanağı dişler arasına çekme Dil ile sağ yanağı şişirme Dil ile sol yanağı şişirme MİMİKLER Hayret Gülmek Kızmak Ciddi Korku Üzüntü Uyku Ağlamak Evet Hayır ÇENE HAREKETLERİ Ağzı çeneler gerginaçmak-kapatmak Alt çeneyi ağız açık sağa sola hareket ettirmek Alt çeneyi ağız kapalı sağa sola hareket ettirmek Soldan sağa sağdan sola sürekli yanakları şişirme İki yanağını dişler arasına çekmek Dil ile sağ yanağı şişirme Dil ile sol yanağı şişirme BURUN HAREKETLERİ Burunu buruşturarak yukarı çekmek Burun deliklerini açmak NEFES ALMA Ağızda üfleme dudaklar kapalı durumda Burundan nefes alıp burundan verme Burundan nefes alıp ağızdan verme Ağızdan nefes alıp burundan verme Kamışpipet ile hava çekme Burundan iki defa nefes alıp, iki defa verme Ağızdan iki defa nefes alıp iki defa ağızdan verme Kağıt,pamuk,pinpon topu vb. bol nefes ile nesneyi üfleme yakın-uzak mesafe Nefesli müzik aleti çalma Balon şişirme Islık çalma Burun çekmek Öksürmek Horlama Esnemek İç çekmek GIRTLAK HAREKETLERİ Yutkunma Su yutma Gargara yapma Gırtlaktan öksürme ses ayarlama TEMEL ALIŞTIRMALAR Dili diş ve dudaklar arasından çıkarmaağız açık olarak Dili içeri çekme Dili ağız dışında sağa sola hareket ettirmek Dilin arka kısmını yukarı kaldırmak Çeşitli dudak hareketleri yaparak aşağıdaki gibi sesler çıkarır. “cık”sesi Elini ağzına vurarak kızıl derili gibi “aaa” sesi Ağız şapırdatma sesi Öpme sesi Ağız Kapatma Alıştırmaları Konuşmanın Stimülasyonu Oral lisanın önemi öğretilmelidir. Diğer insanlarda beğeni ve övgü ile desteklemelidir. Her çocuk kendi içinde değerlendirilmelidir. Çocuğun konuşma seslerini taklit etmesi için önce mırıldanma bobling taklit edilmelidir. Çocuk için uygun bulunan kelimeler üzerinde durulmalıdır. Öğrenilmeyen kelimeler üzerinde asla durulmamalı. Tek ya da iki kelime üzerinde sıklıkla durulup öğrenilmelidir. Dil bilgisi ve cümle kuralları çocukluğun taklit ederek öğrendiği kurallardır. Konuşma stimülasyonu zamanı; çocuk iyi, mutlu ve diğer aktivitelerle ilgili olmadığı optimum zamanı içermelidr. Çocuklar konuşmayı öğrenmeyi metodik ve kademeli bir şekilde yapamazlar. Pek çok şeyin çok erken yapılması kesinlikle beklemekten çok daha zararlıdır. Konuşma çevredeki seslerle stimüle edilmelidir. tren,araba,kedi,köpek,saat sesleri gibi... Tekerlemeler ve parmak oyunları Oyuncaklar Resimli ve çevresel konuşma seslerini içeren kitaplar Fonografi kayıtları Grup Oyunları ve Hareketli Şarkılar Fısıltı Oyunu Tren Oyunu Sessiz Sinema Hayvan Sesleri Yağ satarım,bal satarım oyunu’ Hareketli Şarkılar Örnek Olay 1 2,5 yaşında erkek çocuğu; S, konuşma gelişimine bağlı olarak 18 aylık eğitim sonunda hala sözcükleri bir araya getirememektedir. 18. aydan beri eğitim almaktadır Diğer tüm gelişmeler normaldir. Çocuk ekspresif dil gelişimini tamamlayamamıştır. İç dilinitial gelişiminde bir problemi yoktur, Bu nedenle problemin gelişimsel bir problem olduğu düşünülmektedir. Sorunun geçici ya da kalıcı olup olmadığını bilmek eğitimcinin izleyeceği yol açısından önemlidir. Bunu ayırmak çok mümkün değildir fakat; 1 Fiillerin sınırlı kullanımı 2 Sınırlı sayıda, kendiliğinden oluşan taklitler 3 Zayıf kavrama 4 Sınırlı sayıda ünsüz harf kullanımı 5 Kalıcı konuşma bozukluğuna sahip aile bireyinin bulunmasıdır. Genelde reseptif alıcı dil gelişimi bozuk olan çocuklarda,yalnızca ekspresif İfade edici dil bozukluğu olanlara göre daha çok kalıcı dil bozukluğu görülmektedir. Örnek Olay 2 Dil-Konuşma eğitimi alan 72 aylık kız çocuğu; L., geç konuşan, anlama becerilerinde eksiklikler görülen bir çocuktur. Dinleme aktiviteleri, Dersi takip etme, Püf noktaları kavramada; zorlandığı görülmektedir. Tüm motor ve özbakım becerileri normaldir. Henüz okuyamamaktadır, çizmeyi ve kitaplara bakmayı sever. İşitme ve başka diğer konularda problemi yoktur. 3 kardeşten Ablasının gelişimi normaldir. erkek kardeşi ise 36 aylıktır ve henüz tam konuşamamaktadır. Bu bilgiler sonucunda Kate’in probleminin gelişimsel olduğu gözlenmiştir. Bu hipotez informal ve formal değerlendirmeler ile desteklenmiştir. İnformal Değerlendirme Çocuğu gözlemleyerek değerlendirmeye başlamak oldukça yaygın bir yöntemdir. Böylece kişisel değerlendirmeye geçmeden çocuğun eğitimciye yaklaşımı sağlanır ve eğitimcinin daha detaylı değerlendirme imkanı olur. Bir ev ya da merkezde, ebeveynle, yardımcısıyla ya da okul ortamında gözlenmelidir. Bu zaman içinde eğitimci; Dikkat kontrolü Sosyal etkileşim becerilerini Söylediği kelimeleri İfade edici dil ve sorulan sorulara verdiği cevapları not almalıdır. Bir konuşma örneğini kaydetmek; fonetik analiz yapmak ve sentaks gelişimini incelemek için çok yararlı olabilir. The Mac Arthur Communicative Development Invertories’Fenson, 1933 The Early Language Skills Checklist’Boyle ve Mlellan, 1998 Teaching Talking’Locke ve Beech, 1991; gibi anketler ile çocuğun aile ve okul çevresindeki durumları hakkında bazı sorular sorulup bilgi alınabilir. Sessiz bir gözlemden sonra eğitimci, çocukla etkileşime girer. Eğitimci uygun bir aktivite seçer. İnformal değerlendirme, teşhisin desteklenip desteklenmediği ve eğitimciye formal değerlendirmenin gerekli olup olmadığını gösteren bir ipucu verir.
Çocuğunuz sürekli olarak saldırgan, agresif ve hırçın davranışlar sergiliyorsa bu üstünde durmanız gereken bir sorundur. Çocuklarda saldırganlık davranışları arada bir görülüyorsa ve ortada çocuğun böyle davranmasına yol açacak makul bir sebep varsa endişe etmek gerekmez ama devamlı ve yinelenen saldırgan tutumlar söz konusu ise aile bu durumu dikkate almalıdır. Anne babaların öncelikle şunları kabul etmeleri gerekir *Bir çocuk çok agresif ve hırçın davranıyorsa bunun sebepleri vardır. *Aşırı saldırganlığın zamanla geçmesini beklemek doğru değildir, bu çözüme ulaştırılması gereken önemli bir sorundur. *Bazı yöntemlerle çocuğun saldırganlığı ortadan kaldırılabilir veya azaltılabilir. Çocuklar neden saldırgan olurlar? * Aile ve çevre tarafından dikkate alınmadıkları, dinlenmedikleri için *Aile bireyleri bu açıdan olumsuz örnek oluşturduğu için *Çocuğun zeka seviyesi yaşıtlarına göre fazla yüksek veya düşük olduğundan dolayı *Çocuk kendini ifade etmeyi beceremediği veya beceremediğini düşündüğü için *Kişilik itibarıyla saldırganlığa yatkın olduğu için *Çocukla ebeveynleri arasında sağlıklı bir iletişim, güvene dayalı bir ilişki kurulamadığından ötürü *Çocukta okul sendromu olduğu veya okulda bazı sorunlar yaşadığı için *Beslenme veya sağlıkla ilgili problemlerden dolayı Saldırgan çocuğa nasıl davranmak gerekiyor? *Çocuğun olumlu davranışlarını da görmek gerekir Hırçın bir çocuğa yaptığı, söylediği her şey olumsuzmuş gibi davranmak çocuğun bu yargıyı haklı çıkarırcasına davranmasına yol açar. Çocuğun olumlu davranışları da görülmeli ve takdir edilmelidir. *Çocuğun hangi şartlarda şiddet gösterdiğine dikkat edilmeli Bir çocuğu anlamaya çalışmadan onun herhangi bir davranıştan vazgeçmesini sağlayamazsınız. Çocuk nelerden dolayı öfkeleniyor, hangi durumlarda saldırgan davranıyor, böyle davranmak için haklı sebepleri var mı; bütün bunları gözden geçirmek gerekir. Belki aile arasında yanlış bir şeyler yaşanıyor, belki çocuğun kimseye anlatamadığı bir durum var? Bunların hepsi ihtimal dahilindedir ve objektif bir şekilde değerlendirilmelidir. *Saldırgan davranışların cezası dayak olmamalı Çocuğa vurmak hiçbir şartta doğru bir davranış değildir ve soruna ancak geçici bir çözüm getirir. Çocuğa şiddet uygulayarak onu bir şeyden vazgeçiremezsiniz; ancak içinde hınç büyütmesine, istediklerini yapabilmek için daha sinsi yöntemler geliştirmesine ve asabiyetinin artmasına sebep olursunuz. Korktuğu için, canı yandığı için sizin yanınızda uysal bir kuzu gibi davranabilir ama siz etrafta yokken her fırsatta yırtıcı bir kaplana dönüşür. *Oynadığı oyunlara, okuduğu kitaplara, izlediği programlara dikkat edin Bazı bilgisayar oyunları, TV programları ve kitaplar çocukların şiddete meyilli olmasına yol açabilir veya saldırganlığını körükleyebilir. Çocuğunuzu bu açıdan kontrol edin. Alternatif oyunlar ve yayınlar bulun, ona enerjisini pozitif bir şekilde aktarabileceği yollar gösterin. Örneğin spor yapmasını sağlayabilir, ilgi duyduğu ve yetenekli olduğu bir konuda gelişmesi için eğitim almasını sağlayabilir veya evde bu konuda bir şeyler yapması için araçlar, aletler temin edebilirsiniz. *Anne – baba iyi örnek olmalı Anne babaların çocuklarına bir şeyi yaptırmak veya yaptırmamak için kullanabilecekleri en güçlü, en etkili silah kendi tutum ve davranışlarıdır. Çocukta saldırganlık eğilimi oluşması için ille bizzat şiddet görmesi gerekmez, aile içinde tanık olduğu şeyler de onu agresifleştirebilir. Çocuğunuza asla vurmamalısınız ama bunun tek başına yeterli olmadığını da bilmelisiniz. Anne babasının çok sık ve yüksek sesle tartıştığını, birbirlerine vurduğunu veya bir şeyler fırlattığını gören çocuklar bundan ötürü sinirli ve hırçın olabilir, aynı davranışları başkalarına uygulayabilirler. *Saldırgan davranışlara tolerans gösterilmemeli Çocuğunuz sinirli davrandığı zaman konu uzamasın, başınız ağrımasın diye onun karşısından pes edip istediğini yaparsanız, saldırganca davranışlarını hoş görüyle karşılar veya görmezden gelirseniz ondaki şiddet eğilimini körükler, kendini bu açıdan daha serbest ve rahat hissetmesine sebep olursunuz. Bir çocuk, olumsuz bir davranışa tepki gösteriyor olsa ve aslında davasında haklı olsa bile, çözümün şiddet göstermek olmadığını anlamalıdır. Böyle durumlarda ona kızmakta haklı olduğunu ama tepkisini bu şekilde göstermesinin doğru olmadığını anlatmalısınız. *Çocuğu dinlemek, sevgi ve ilgi göstermek işe yarar Sinirlenen, kızan çocuğu önce sakinleştirmek ve kendini ifade etmesine izin vermek gerekir. Sinirine sinirli davranışlarla karşılık vermeyin, onu dinleyin. Bu sırada akıl vermeyin, suçlayan bir ifade kullanmayın, bırakın önce anlatıp içini boşaltsın. Konuyu çocuk sakinleştikten sonra konuşun.
İnatçı çocuk saldırganlığını pasif direniş yoluyla açığa vurur. Her işi ağır yapar. Ağır giyinir, okula geç gider, çalışmam demez ama masa başına geçip hiçbir şey yapmadan oturur. Eğer çocuğum çok inatçı nasıl davranmalıyım diyorsanız okuyunuz. İnatçı çocuk kimdir ? İnatçı çocuk saldırganlığını pasif direniş yoluyla açığa vurur. Her işi ağır yapar. Ağır giyinir, okula geç gider, çalışmam demez ama masa başına geçip hiçbir şey yapmadan oturur. Okulda da öğrenmeye karşı isteksizdir. Ancak geçebilecek kadar not alabilir. Anne baba ve öteki yetişkinlere karşı olumsuz bir tutum içindedir. Arkadaşları ile tam olarak kavga etmese de geçimsiz ve uyumsuzdur. İnatçı çocuk gergin ana çocuk ilişkisinin bir sonucudur ve başlangıcı özerklik dönemine kadar gider. Annenin tuvalet eğitimi veya yemek konusunda çok katı ve ısrarcı oluşu çocuğu pasif direnmeye götürür. Çok karışan çok söylenen ayrıntılar üzerinde çok duran bir anne çocuğunu böyle bir savunma yoluna kolayca iter. Kardeşler arasında ayırım yapılması da yine inatçılığı tetikleyen bir durum olabilir. İnatçı cocuğa nasıl yaklaşılmalıdır – Aile tutum ve davranış çeşitlerinden olan baskıcı ve katı olma çocuğun inatçılık davranışını artırır. – Aile sosyalleşmeyi öğrenebilmesi için kabul edilmiş uygun davranış biçimlerini içeren birer model oluşturmalıdır. – Çocuğa isteklerini ertelemesi ve bu istekleri kontrol altına alması konusunda destek olunmalıdır. – Çocuğun benlik saygısını geliştirmesine destek olun. – Arkadaşları ve diğer yetişkinlerle nasıl sağlıklı iletişim kurulabileceği konusunda yardımcı olun. – İnatçı olan bir çocuğun inatçılık davranışını pekiştirebilecek ve devamını sağlayacak her türlü tutum ve davranışlardan kaçının. – Çocuk yetiştirme konusunda uygulanacak disiplin ve konacak kurallar konusunda tutarlı ve kararlı bir davranış sergileyin. – Okul ortamında inatçı çocuğun davranışları karşısında öğretmen zıtlaşma şeklinde ortamların olmasına izin vermemelidir. – Öğretmen inatçı bir çocuğun istek ilgi ve ihtiyaçlarını çok iyi belirlemelidir. – Öğretmen inatçı bir davranışla karşılaştığında çocuğu örselemeden uzlaşabilecekleri bir orta nokta bulmalıdır. – Öğretmenin bu davranışın ortadan kaldırılmasına yönelik aile ve uzman kişiler ile işbirliği yapması gereklidir.
Oğlum 6 yaşında, 4 yaşından beri kreşe gidiyor ama çok inat onun için ak ise ak, kara ise kara değiştiremiyorum. Kardeşi de olunca iyice arttı ve kardeşine de zarar veriyor tepesine çıkıyor, üstüne yatıyor. Nasıl davranacağımı bilemiyorum artık benim psikolojim bozuldu. Önerileriniz nelerdir? CEVAP Tek bir belirtiden yola çıkarak yorum yapıyorum bu saydıklarımı sadece sık görülen birer olasılık olarak değerlendirmelisiniz. İnatçılığın hangi ortamlarda yoğunlaştığına ve süresine bakın Sadece dönem dönem olan bir tutum mu yoksa hep var mıydı, okul ortamında ne seviyede bunları bilmek önemlidir. Sadece evde kardeş ve annebabasına karşı bu davranışları sergiyen çocuk diğer ortamlarda böyle davranmıyorsa daha çok bir sınır, kural sorunu düşünülür. Hem evde, hem sokakta, hem okulda çok inatçı ve dediğim dedik bir çocuk ise bu bir dürtü denetim sorunun göstergesi olabilir. AİLENİN İNATÇI TUTUMLARI OLAN ÇOCUĞA VERECEĞİ TEPKİLER ÇOK ÖNEMLİDİR. Çocuğun tutturmasına, inatlaşmasına neden olan dürtü ve duyguları anlamak önemlidir. Anlaşılmak herkes için bir yumuşamaya ve daha işbirliğine yatkınlaşmaya neden olur. Onu anlamak izin vermek, taviz vermek, onaylamak anlamına gelmez Duygularını ve içinde bulunduğu durumu anlamak taviz vermeyi gerektirmez. Senin bunu yapmayı istediğini görüyorum ama…. Koyduğunuz kuralların nedenlerini anlatmak Duygusunu anladık ama talebi makul ve mantıklı değilse yapmayacağımızı NEDEN’leri ile anlatmak çocuğun bunu kabullenmesini kolaylaştırır. TUTARLI ve ADALETLİ davranmak önemlidir Davranışa izin vermediğinizde bunu her ortamda ve her birey tarafından desteklenmesi çocuğun sınırlarla ilgili MESAJI almasını kolaylaştırır. Anne ve babalık becerilerinizi geliştirin Bu bahsettiklerim basit temek teknikler ama bunların dışında da kullanılabilecek birçok davranış tekniği vardır. Ebeneynlik eğitimleri almak, kurslara gitmek ve kitaplar okumak becerilerinizi geliştirecektir. İnatçılığın yanında başka belirtiler eşlik ediyorsa uzmana başvurmalısınız Biz bu dediklerinizin hepsini yapıyor ama aşamadık diyorsanız ayrıca hareketlilik, dikkat sorunları, kıpır kıpır olma ve sinirlilik gibi bulgular varsa bu bir bozukluğun göstergesi olabilir. Erken yaşta başlanmış doğru tedaviler çocuğunuzun daha uyumlu, daha mutlu bir birey haline erken yaşta gelmesine, temel davranışlarının doğru şekillenmesine yardım edebilir. Eğer burada tanımlananların bir kısmı çocuğunuzda varda uzman başvurusunu daha ciddi düşünmelisiniz. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı
çocuğum çok sinirli ve inatçı