🌞 40 Hadis Arapça Okunuşu Ve Türkçe Meali
Allaha ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun. (Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75)
Dul ve fakirlere yardım eden kimse, ALLAH yolunda cihad eden veya gündüzleri nafile oruç tutup, gecelerini nafile ibadetle geçiren kimse gibidir * [Buhârî – Müslim] كُلُّ ابْنِ آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ * Her insan hata eder.Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir * [Tirmizî – İbn Mâce]
RahmanSuresi Türkçe Meali. 1. Rahmân. 2. Kur’an’ı öğretti. 3. İnsanı yarattı. 4. Ona anlayıp açıkça anlatmayı öğretti. 5. Güneş ve ay bir belirli bir hesâba göre hareket etmektedir. 6. Yıldızlar da ağaçlar da Allah’a secde ederler. 7.
TurkcellVodafone Türk Telekom. Ana sayfa. Forumlar. Konu Dışı / Diğer. İslami Yaşam. Genel Dini Konular ve Sohbet İŞTE 40 HADİS ( arapça ve meali ) Sponsorlu Bağlantılar İŞTE 40 HADİS ( arapça ve meali )
68- Kalem suresi Türkçe Meali. Bismillahirrahmânirrahîm. 1, 2. Nûn. (Ey Muhammed) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir deli değilsin. 3. Şüphesiz sana tükenmez bir mükâfat vardır. 4. Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.
LevEnzelna suresi arapça okunuşu, yazılışı ve meali. Haşr suresi Kur’ân-ı Kerîm’in elli dokuzuncu sûresidir. Medine döneminin dördüncü yılı Rebiülevvel ayında nâzil oldu. Sûre, yirmi dört âyet, dört yüz kırk beş kelime, bin beş yüz otuz harften meydana gelir.
EzanDuası Arapça Yazılışı ve Türkçe Okunuşu Ezan duası Arapça Ezan dua Türkçe Okunuşu ve Anlamı Ezan Duası Anlamı ve Fazileti Müezzini işittiğiniz zaman onun söylediğini söyleyiniz ve sonra da bana salat ediniz. Çünkü bana bir kez salat edene,Allah karşılığında on kez salat eder. Sonra Allah'tan bana vesile makamını vermesini isteyiniz.
86TLY. 40 Hadis Arapça ve Türkçe – Peygamber Efendimiz Ezberlenmesi gereken, hayatın her safhasında uyulması gereken kırk hadis, Kaynakları ve Arapça Okunuşu ileHadis-i şerifte“Kim ümmetime dini işlerine dair kırk hadis hıfzediverirse ezberlerse, Allah Teâlâ onu alimler zümresinde haşreder… Ben de kıyamet gününde ona şahid ve şefaatçi olurum” Hadis-i ŞerifArapça ve Türkçe Metinleri1 – اَلدّ۪ينُ النَّص۪يحَةُ قُلْنَا لِمَنْ يَا رَسُولَ اللّٰهِ؟ قَالَ لِلّٰهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلِأَئِمَّةِ الْمُسْلِم۪ينَ وَعَامَّتِهِمْAllah Rasûlü “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.Müslim, İmân, 95 2 – اَلْإِسْلاََمُ حُسْنُ الْخُلُقِİslâm, güzel ahlâktır.Kenzü’l-Ummâl, 3/17, HadisNo 52253 – يَسِّرُوا وَلَا تُعَسِّرُوا، وَبَشِّرُوا وَلَا تُـنَـفِّرُواKolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.Buhârî, İ lm, 12; Müslim, Cihâd, 6.4 – اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِوَالْمُؤْمِنُ مَنْ أَمِنَهُ النَّاسُ عَلٰى دِمَائِهِمْ وَأَمْوَالِهِمْMüslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. Mü’min ise, insanların canları ve malları konusunda kendisinden emin olduğu kimsedir.Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.5 – اِتَّقِ اللّٰهَ حَيْثُمَا كُنْتَ، وَأَتْبِعِ السَّيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا، وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍNerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.Tirmizî, Birr, 556 – مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْهُ اللّٰهُİnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 167 – اِنَّ الدَّالَ عَلَى الْخَيْرِ كَفَاعِلِهِHayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.Tirmizî, İlm, 14.8 – إِنَّ اللّٰهََ تَعَالٰى يُحِبُّ إِذَا عَمِلَ أَحَدُكُمْ عَمَلًا أَنْ يُتْقِنَهُAllah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/275; Beyhakî,.9 – اَلْإ۪يمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً أَفْضَلُهَا، قَوْلُ لٰا إِلٰهَ إِلَّااللّٰهُ وَأَدْنَاهَا إِمَاطَةُ اْلأَذَى عَنِ الطَّر۪يقِ، وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ الْإ۪يمَانِİman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah Allah’tan başka ilah yoktur” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır.Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58.10 – لَا يُلْدَغُ اْلمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ وَاحِدٍ مَرَّتَيْنِMümin, bir delikten iki defa sokulmaz. Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmezBuhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.11 – إِنَّ مِمَّا أَدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلَامِ النُّبُوَّةِإِذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَİnsanların Peygamberlerden öğrene geldikleri sözlerden biri de “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür.Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6. 12 – لَا تُمَارِ أَخَاكَ، وَلَا تُمَازِحْهُ، وَلَا تَعِدْهُ مَوْعِدَةً فَتُخْلِفَهُMümin kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme.Tirmizî, Birr, 58.13 – مَنْ رَأٰى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ، فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِلِسَانِه،ِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِقَلْبِهِ، وَذٰلِكَ أَضْعَفُ الْإ۪يمَانِKim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.14- لَا ضَرَرَ وَلَا ضِرَارَZarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta’, Akdıye, 31.15- عَيْنَانِ لَا تَمَسُّهُمَا النَّارُ عَيْنٌ بَـكَتْ مِنْ خَشْيَةِ اللّٰهِ، وَعَيْنٌ بَاتَتْ تَحْرُسُ ف۪ى سَب۪يلِ اللّٰهِİki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 12.16 – لَا يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتّٰى يُحِبَّ لِأَخ۪يهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِHiçbiriniz kendisi için istediğini mü’min kardeşi için istemedikçe gerçek iman etmiş olamaz.Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71.17- لَا تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتّٰى تُؤْمِنُوا، وَلَا تُؤْمِنُوا حَتّٰى تَحَابُّواİman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de gerçek anlamda iman etmiş olamazsınız.Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56.18- اَلْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لَا يَظْلِمُهُ وَلَا يُسْلِمُهُ، مَنْ كَانَ ف۪ى حَاجَةِ أَخ۪يهِ، كَانَ اللّٰهُ ف۪ى حَاجَتِهِ، وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللّٰهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ، وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللّٰهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِMüslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmanına teslim etmez. Kim, mümin kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı kusurunu örterse, Allah da Kıyamet günü onun kusurunu örter.Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.19 – مَنْ غَشَّنَا فَلَيْسَ مِنَّاBizi aldatan bizden değildir.Müslim, Îmân, 164.20 – تَبَسُّمُكَ ف۪ى وَجْهِ أَخ۪يكَ لَكَ صَدَقَةٌ، وَأَمْرُكَ بِالْمَعْرُوفِ وَ نَهْيُكَ عَنِ الْمُنْكَرِ صَدَقَةٌ، وَإِرْشَادُكَ الرَّجُلَ ف۪ى أَرْضِ الضَّلَالِ لَكَ صَدَقَةٌ، وَبَصَرُكَ لِلرَّجُلِ الرَّدِىءِ الْبَصَرِ لَكَ صَدَقَةٌ وَإِمَاطَتُكَ الْحَجَرَ وَالشَّوْكَةَ وَالْعَظْمَ عَنِ الطَّر۪يقِ لَكَ صَدَقَةٌMümin kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.Tirmizî, Birr, 36.21 – اِتَّقُوا اللّٰهَ رَبَّـكُمْ، وَصَلُّوا خَمْسَكُمْ، وَصُومُوا شَهْرَكُمْ، وَأَدُّوا زَكَاةَ أَمْوَالِكُمْ، وَأَط۪يعُوا ذَا أَمْرِكُمْ، تَدْخُلُوا جَنَّةَ رَبِّكُمْRabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. Böylelikle Rabbinizin cennetine girersiniz.Tirmizî, Cum’a, 80.22 – إِنَّ الصِّدْقَ يَهْد۪ى إِلَى الْبِرِّ، وَ إِنَّ الْبِرَّ يَهْد۪ى إِلَى الْجَنَّةِ، وَإِنَّ الرَّجُلَ لَيَصْدُقُ حَتّٰى يُكْتَبَ صِدّ۪يقًا، وَ إِنَّ الْكَذِبَ يَهْد۪ى إِلَى الْفُجُورِ، وَ إِنَّ الْفُجُورَ يَهْد۪ى إِلَى النَّارِ، وَ إِنَّ الرَّجُلَ لَيَكْذِبُ حَتّٰى يُكْتَبَ كَذَّابًاHiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk doğru sözlü diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb çok yalancı diye yazılır.Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104.23 – إِنَّ اللّٰهَ لَا يَنْظُرُ إِلٰى صُوَرِكُمْ وَأَمْوَالِكُمْ وَلٰـكِنْ يَنْظُرُ إِلٰى قُلُوبِكُمْ وَأَعْمَالِكُمْAllah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.Müslim, Birr, 33; ibn Mâce, Zühd, 9; Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.24 – رِضَى الرَّبِّ ف۪ى رِضَى الْـوَالِدِ، وَسَخَطُ الرَّبِّ ف۪ى سَخَطِ الْـوَالِدِAllah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.Tirmizî, Birr, 3.25 – ثَلَاثُ دَعَوَاتٍ يُسْتَجَابُ لَهُنَّ لَا شَكَّ ف۪يهِنَّ دَعْوَةُ الْمَظْلُومِ، وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ، وَدَعْوَةُ الْوَالِدِ لِوَلَدِهِÜç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir Mazlumun duası, misafirin duası ve babanın evladına duası.İbn Mâce, Dua, 11.26 – مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أَدَبٍ حَسَنٍHiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez.Tirmizî, Birr, 33.27 – لَيْسَ مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغ۪يرَنَا وَيُوَقِّرْ كَب۪يرَنَاKüçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 6628 – خِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْSizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.Tirmizî, Radâ’, 11; ‹bn Mâce, Nikâh, 50. Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.29- كَافِلُ الْيَتِيمِ لَهُ أوْ لِغَيْرِهِ أنَا وَ هُوَ كَهَاتَيْنِ فيِ الْجَنَّةِ وَأشَارَ بِالسَّبَّابَةِ وَالْوُسْطَىPeygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek “ Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yanyanayız” buyurmuştur.Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42.30 – لَا تَبَاغَضُوا وَلَا تَحَاسَدُوا وَلَا تَدَابَرُوا، وَكُونُوا عِبَادَ اللّٰهِ إِخْوَانًا، وَلَا يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أَنْ يَهْجُرَ أَخَاهُ فَوْقَ ثَلَاثَةِ اَيَّامٍBirbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla din kardeşi ile dargın durması helal olmaz.Buhârî, Edeb, 57, 58.31 – مَا زَالَ جِبْر۪يلُ يُوص۪ين۪ى بِالْجَارِ، حَتّٰى ظَنَنْتُ أَنَّهُ سَيُوَرِّثُهُCebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben Allah Teâlâ komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 14132 – مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ فَلَا يُؤْذِ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ، وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أَوْ لِيَصْمُتْAllah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun.Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 7533 – اِجْتَنِبُوا السَّبْعَ الْمُوبِقَاتِ اَلشِّرْكَ بِاللّٰهِ، وَالسِّحْرُ، وَ قَتْلُ النَّفْسِ الَّتِى حَرَّمَ اللّٰهُ إِلَّا بِالْحَقِّ، وَأَكْلُ الرِّبَا، وَأَكْلُ مَالِ اْليَت۪يمِ، وَالتَّوَلَّى يَوْمَ الزَّحْفِ وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُؤْمِنَاتِİnsanı helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu.Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim, Îmân, 14434 – لَا يَدْخُلُ الْجَنَّةَ نَمَّامٌSöz taşıyanlar cezalarını çekmeden yada affedilmedikçe cennete giremezler.Müslim, Îmân, 168; Tirmizî, Birr, 79.35 – اَلسَّاع۪ى عَلَى الْأَرْمَلَةِ وَالْمِسْك۪ينِ كَالْمُجَاهِدِ ف۪ى سَب۪يلِ اللّٰهِ أَوِ الْقَائِمِ اللَّيْلَ الصَّائِمِ النَّهَارَDul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden veya gündüzleri nafile oruç tutup, gecelerini nafile ibadetle geçiren kimse gibidir.Buhârî, Nafakât, 1; Müslim, Zühd, 41; Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 7836 – كُلُّ بَن۪ى اٰدَمَ خَطَّاءٌ، وَخَيْرُ الْخَطَّائ۪ينَ التَّوَّابُونَHer insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.37 – إِنَّ فِى الْجَسَدِ مُضْغَةً، إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَدُ كُلُّه،ُ وَإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ، أَلَا وَهِىَ الْقَلْبُİnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107.38 – عَجَبًا لِأَمْرِ الْمُؤْمِنِ، إِنَّ أَمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ ، وَلَيْسَ ذَاكَ لِأَحَدٍ إِلَّا لِلْمُؤْمِنِ إِنْ أَصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَـكَرَ، فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ، وَإِنْ أَصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ، فَكَانَ خَيْرًا لَهُMü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O’nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe nimete kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa musibete uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.Müslim, Zühd, 64; Dârim”, Rikâk, 61.39 – مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَغْرِسُ غَرْسًا أَوْ يَزْرَعُ زَرْعًا فَيَأْكُلُ مِنْهُ طَيْرٌ أَوْ إِنْسَانٌ أَوْ بَه۪يمَةٌ إِلَّا كَانَ لَهُ بِهِ صَدَقَةٌBir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10.40 – أَعْطُوا الْأَج۪يرَ أَجْرَهُ قَبْلَ أَنْ يَجِفَّ عَرَقُهُİşçiye ücretini, alnının teri kurumadan veriniz.İbn Mâce, Ruhûn, 4 .İlgili Diğer KonularNamaz ile İlgili Sahih HadislerYalan İle İlgili HadislerSol Elle Yemek Yemenin Hükmü ve HadislerEvlilik İle İlgili HadislerOruç ve Ramazan ile ilgili HadislerAltın ve Gümüş Kullanımıyla İlgili HadislerHacamat ile İlgili HadislerAmeller Niyetlere Göredir HadisiAhir Zaman HadisleriSelam ile ilgili HadislerAhlak ile ilgili HadislerNamazla ilgili Hadisler
Ezber Yarışı Oyun Kartları - 40 HadisArapça, Türkçe Okunuşu ve Mealleri40 Adet ezber kartı ,Toplam 80 sayfa - Cep Boy "Ümmetime iletmek üzere 40 Hadis ezberleyene şefaat ederim." * Hadis-i Şerif
Nebe' Suresi 40. ayeti ne anlatıyor? Nebe' Suresi 40. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...Nebe' Suresi 40. Ayetinin Arapçasıاِنَّٓا اَنْذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَر۪يبًاۚ يَوْمَ يَنْظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَن۪ي كُنْتُ تُرَابًا Nebe' Suresi 40. Ayetinin Meali AnlamıDoğrusu biz sizi, gelmesi yakın bir azaba karşı uyardık. O gün insan bizzat kendi elleriyle ne hazırlayıp gönderdiğine bakacak; kâfir ise tamâmen ümidini yitirip “Âh ne olurdu, keşke toprak olsaydım” Suresi 40. Ayetinin TefsiriKıyamet kesinlikle vuku bulacaktır. Bunda hiç şüphe yoktur. O gün herkes hakkını alacak, bütün gerçekler ortaya çıkacak ve hiçbir haksızlığa meydan verilmeyecektir. Dolayısıyla kim bu günde selamet bulmak isterse kendi istek ve gayretiyle Rabbine doğru bir yol tutmalı, bütün varlığıyla O’na yönelmeli ve Allah’ın rızâsına erdirecek işler yapmalıdır. Bu da ancak Kur’an’ı, Peygamber’i ve bunların haber verdiği gerçekleri kabul etmek, iman ve takvâ sahibi olmak, gizli açık her yerde yüzü daima Allah’a döndürmek, ne pahasına olursa olsun doğruyu söylemek, ibâdet ve tâatlerde bulunmak ve her an tevbe hâlinde bulunmakla olur. Her ne kadar insanlar gafletleri sebebiyle ölümü, kıyâmeti, azabı uzak görseler de aslında bunlar çok yakındır. Bu gerçek, bir kelâm-ı kibârda كُلُّ اٰتٍ قَر۪يبٌ kullü âtin karîbün “Gelecek her şey yakındır” şeklinde ifade edilmiştir. Dolayısıyla o gün pişman olmamak için şimdiden gayret etmek lazımdır. Resûl-i Ekrem şu tavsiyesi bu bakımdan ne kadar mânidardır Enes b. Malik anlatıyor Resûlullah bir adam geldi ve “– Yâ Rasûlallah! Kıyâmet ne zamandır?” dedi. Efendimiz “– Kıyamet için ne hazırladın?” diye sorunca o da “– Allah ve Resûlü’nün sevgisini” cevabını verdi. Bunun üzerine Peygamberimiz “– Öyleyse sen sevdiğinle beraber olacaksın” buyurdu. Bu hâdise üzerine Enes şöyle derdi “İslâma girmekten başka hiçbir şey bizi, Nebiyy-i Ekrem “Muhakkak sen sevdiğinle berabersin” sözü kadar çok sevindirmemiştir. İşte ben de Allah’ı, Rasûlü’nü, Ebubekr’i ve Ömer’i seviyorum ve onlarla beraber olmayı umuyorum, her ne kadar onların yaptıkları amelleri yapamadımsa da.” Müslim, Birr 163 Zira öte dünyada insanın varacağı yer ve orada alacağı derece, kendi iradesiyle yapmış olduğu işlere göre olacaktır. O gün insan önceden dünyada yaptığı amellerine bakacak; imanı olan Allah’ın rahmeti ile kurtulacak, kâfir ise bütün ümidlerini yitirdiğinde “ah ne olaydı keşke toprak olaydım, keşke hiç irade sahibi insan olarak yaratılmasaydım da hesaba maruz kalmasaydım” diyecektir. Dünyadayken Allah’ın verdiği bu önemli haberde ihtilaf eden kâfirler o gün hakikati anlayarak hayvanlara özenip toprak olmayı veya dünya hayatında dikkafalı olmak yerine toprak gibi mütevazi olup hakka itaat etmiş olmayı arzu ederek hasret ateşlerine yanacaklardır. Nebe sûresinin bahsettiği âhiret meselesini farklı bir derinlikle ele almak üzere şimdi Nâziât sûresi geliyorNebe' Suresi tefsiri için tıklayınız...Kaynak Ömer Çelik TefsiriNebe' Suresi 40. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız... İslam ve İhsan
40 Hadis 1-Âfetü’l ilmi en nisyanü İlmin afeti unutmaktır. 2-Ettuhuru şatru’l iman Temizlik imanın yarısıdır. 3-A’kilhâ ve tevekkel Deveyi bağla ve tevekkül et. 4-Sûmû tesihhû Oruç tutun, sıhhat bulun. 5-Es-salâtü imâdü’d dini Namaz dinin direğidir. 6-Talebü’l helali cihadün Helal peşinde koşmak cihaddır. 7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün Güzel söz sadakadır. 8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf Cennet kılıçların gölgesi altındadır. 9-El mecalisü bi’l emaneti Meclislerdeki sözler emanettir. 10-Ed-dellü alel hayri kefailihiHayra vesile olan yapan gibidir. 11-El cennetü dâr-ül eshıya Cennet cömertler yurdudur. 12-Es- savmü nısf’us sabr Oruç sabrın yarısıdır. 13-Es sabru nısf’ul iman Sabır imanın yarısıdır. 14-Et tebessümü sadakatun Tebessüm etmek sadakadır. 15-Es sabru miftahul ferec Sabır, başarının anahtarıdır. 16-Es sabru ınde sadmetül ula Sabır, musi,betin ilk anındakidir. 17-Efdalü’l ibadeti edvamuha İbadetin efdali devamlı olanıdır. 18-El Kur’anü hüved deva Kur’an, sırf devadır. 19-Men samete reca Dilini tutan kurtuldu. 20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah Hikmetin başı Allah korkudur. 21-El idetü atiyyetün Vaad edilen verilmelidir. 22-Ed duaü silahu’l mümin Dua müminin silahıdır. 23-İsmah yusmah leke Müsamaha et ki sende göresin. 24-Es salatü nur’ul mümin Namaz müminin nurudur. 25-En nedametü tevbetün Pişmanlık tövbedir. 26-El mescidü beytü külli takiyyin Mescid, takva sahiplerinin evidir. 27-Ed dinü en nasiha Din nasihattir. 28-Ed duaü hüvel ibadetü Dua ibadettir. 29-El cümuatü haccü’l mesakin Cuma fakirlerin haccıdır. 30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim Güzel soru, ilmin yarıdır. 31-Es selamü kable’l kelam Önce selam, sonra kelam. 32-İzâ gadibte fe’skut Öfkelendiğinde sus. 33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb Çok gülmek kalbi öldürür. 34-Es savmu cünnetün Oruç kalkandır. 35-Es subhatü temneu’r rızk Sabah uykusu, rızka engeldir. 36-El hamrü ummü’l habais İçki, kötülüklerin anasıdır. 37-Zina’l uyûni en nazaru gözlerin zinası bakmaktır. 38-El kanâatü mâlün la yenfedü Kanaat bitmez bir sermayedir. 39-El hayaü minel iman Hayâutanma duygusu imandandır. 40-El mer’ü ala dini halilihi Kişi, arkadaşının dini üzeredir. Hadis Peygamber Efendimiz söylediği sözlerdir. Hadis-i Şerifler, ortaya çıkmış en hayırlı ümmet için hazine değerindedir. Kur’an-ı Kerim’in en iyi tefsirini yapan ve ona göre yorumlayan peygamber, ümmetine tavsiyelerde ve öğütlerde bulunmuştur. Peygamber Efendimiz Hadis-i şerifte “Kim ümmetime dini işlerine dair kırk hadis hıfzediverirse, Allah Teâlâ onu alimler zümresinde haşreder…. Ben de kıyamet gününde ona şahid ve şefaatçi olurum” diye buyurulmuştur. İşte Peygamberimiz Hz. Muhammed 40 Hadisi Şerifi… اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا لِمَنْ يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ قَالَ لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ Allah Rasûlü “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah”a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi. Müslim, İmân, 95. 40 Hadisle ile ilgili yazımız burada sona dini yazılarımız için tıklayınız.
40 Esma-i Erbeiyn-i İdrisiyye ve Dualar Kitabı Arapçası, Türkçe Okunuşu, Meali, Havası ve Faziletleri "Kitapta Erbain-i İdrisiyye'nin Kırk İsm-i Şerifi tek tek havas ve esrarı, Esmaların Günü, Gecesi, Ulvi ve Süfli Meleği, Buhuru Zikir Sayıları ve Muhyiddin İbn Arabi Hazretleri'nin Dilinden Faziletleri Yer Almaktadır. AYRICA BU KİTAPTA Miftahul Cennet Duası, Kumeyl Duası, Hatm-i Enbiya, Devr-i Ala, İsm-i Azam Duaları, Hamedani Hazretlerinin Salat-ü Selamı, Salavat-ı Künhiyye, Salavatı Fatih, Gece Korkanlar ve Uyku İçin Dualar, Diğer Salat-ü Selamlar Bu Kitapta Yer Almaktadır..." Esma-i Erbain-i İdrisiyye Hakkında "Esma-i Erbaiyn-i İdrisiyye Adı İle Anılan Bu Esma-i Şerifler İdris Aleyhisselam'ın Zikirlerindendir. Bu Esmaları Okumaya Devam Edenler Belalardan Uzak Olur. Mal ve Mülküne Zarar Gelmesinden Korunur. Manevi Yönden Yüksek Derecelere Yükselir. Sühreverdi Hazretleri Bu Esmaları Kendine Vird Edinerek Yüksek Makamlara Yüce Derecelere Ulaşmıştır. Muhyiddin İbn Arabi Hazretleri Bu İsimleri Okumakla Meşgul Olmuş ve Arapöaya Çevirerek Bu Günlere Gelmesine Vesile Olmuştur... SİTE Yazar Sühreverdi Hz., Muhyiddin İbn Arabi Baskıya Hazırlayan Hakan Üzüm, Mahmut Güç Katagori Esma-i Erbaiyni İdrisiyye Havas ve Esrarı ve Seçkin Dualar Salavatlar Sayfa Sayısı 208 Boyut 14 x 21 cm Basım Yeri Konya Basım Tarihi 2016 Kapak Türü Karton Kapak Kağıt Türü Şamua Kağıt Dili Türkçe - Arapça Dağıtım Kitap Takipçileri Temin Süresi Aynı gün kargo
40 hadis arapça okunuşu ve türkçe meali