🪀 Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı Konu Anlatımı
SINIFTÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI * Gerçekçilik, 1930'da Sabahattin Ali ile Türkiye' ye yerleşti. (Kuyucaklı Yusuf) 1940 YILINA KADAR TÜRK EDEBİYATI * S. Ali aile, kişi, olay, tarih, çevre, sorun, * Bu dönem, ülkemizde tüm kurumlarda köklü düşünce ve duyguları ekonomik altyapıya ve
TarihTarih. Tanzimat dönemi 2.dönem. Milli Edebiyat Meselesi Türk Edebiyatı Antolojisi Ömer Seyfettin Hayatı Edebiyat (ders kitabı). Bulunamadı: indir. pdf.
KutadguBilig Türk edebiyatında yazılmış ilk mesnevidir. c. Divan-ı Hikmet tasavvuf bir eser olup Ahmet Yesevi tarafından yazılmıştır. ç. Kutadgu Bilig alegorik bir eserdir, dört sembolik kahramanın karşılıklı konuşmalarından oluşur. d. Geçiş dönemi eserleri Hakaniye (Karahanlı) lehçesiyle yazılmıştır. e.
KutadguBilig, Divan-ı Lugat-ı Türk,Atabet'ül Hakayık, Divan-ı Hikmet, Dede Korkut Hikayeleri google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0 DİNLEDEBİYAT
geçişdönemi edebiyatı İlk İslami Eserler İslami Dönemin İlk Eserleri Nelerdir İslami TDE Konu Anlatımı; Türk Dili ve Edebiyatı Dersleri Kaynak
Modern Türk Edebiyatı. 1) Tanzimat Devri Türk Edebiyatı. 2) Milli Mücadele Dönemi Türk Edebiyatı. 3) Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı. 4) 1940 Yılına Kadar Türk Edebiyatı. 5) Son Dönem Türk Edebiyatı. Modern Türk Edebiyatı (19.yy- ), Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemesinin hızlandığı, yapılan yeniliklerin
Edebiyatve Türkçe Öğretmenleri, KPSS, TYT AYT YKS Türkçe Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı Anlatımları Test Çöz, Soru Çözümleri Eğitim, Kültür, Sanat
33YHdQS. Edebiyat – Tarih İlişkisi Konusunu insan ve onun yaşamından alan edebiyat ile tarih birbirinden ayrılamayacak iki yaşam serüveninin peşinden koşan bu iki tür gerçekliği anlatış biçimleri bakımından birbirinden gerçeği yeniden kurgulayarak aktarır ve gerçeği olduğu gibi aktarma çabası içine İnsanın serüvenini olabildiğince gerçeğe uygun bir şekilde anlatmaya konuyu işleyiş açısından kendisine sınırlama getirmez ve olabildiğince geniş bir hayal dünyasına dayanan kurmaca bir yapıya bürünür. Edebiyat, tarihi olayları farklı bir perspektifte değerlendirir. O günün şartlarına, dönenim insanına, gelenek ve göreneklere, hayata bakış açısına göre farklı özellikler göstermeye devam eder. Tarihi bir olay birkaç tarihçi tarafından araştırıldığında genellikle bulgular aynıysa birbirine yakın sonuçlar ortaya çıkarır. Edebiyatta ise aynı olay farklı sanatçılar elinde bambaşka bir dünyaya dönüşebilir Edebiyat, en çok olayların sonuçları çerçevesinde tarihten yararlanır. Geniş bir alana sahip olan tarihten, olayların insanlar üzerindeki etkilerine, yaşanmışlıklara, olayların toplumsal ve psikolojik etkilerine dikkat ederek olayları yeniden kurgulamaya çalışır. Edebiyat ile tarih arasındaki ilişkide sınır yoktur. Son derece geniş bir konu alanına sahip olan tarih, edebiyat açısından bulunmaz bir nimet olarak karşımıza çıkmaktadır. Bundan dolayı da edebiyat ile tarih iç içe geçmiş bilimler olup edebiyat tarihi anlayışını da ortaya çıkarmıştır. Edebiyat – Din İlişkisi Dinler, tarihin bütün dönemlerinde toplumsal yaşamı şekillendiren önemli olgulardan biridir. Bu açıdan dinin edebiyatta yer alması kaçınılmaz bir olaydır. Özellikle Türk edebiyatına baktığımızda ortaya çıkan ilk ürünler olan sagu, koşuk gibi türler dini törenlerde yapılan ritüeller vasıtasıyla oluşmuş nazım biçimleridir. Dinin etkisi her dönemde edebiyatta önemli bir yer tutmuştur. Örneğin Türk edebiyatı İslamiyet öncesi ve İslamiyet sonrası olarak ayrılmasının nedeni de din değişiminden kaynaklanmaktadır. İslamiyet sonrası Türk şiirinde görülen Tasavvuf edebiyatı kaynağını dinden alan bir anlayışı ortaya çıkarmıştır. Din, konu itibariyle de edebiyat için zengin bir içerik oluşturmaktadır. Şairlerin dünya ve ahiret inançları, Allah aşkı, Peygamber sevgisi, toplumda dini kaidelerin öğrenilmesi, dini açıdan getirilen kurallar edebiyat için bir kaynak oluşturmuştur. Bundan dolayı da din ile edebiyat iç içe geçmiş iki önemli alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk Edebiyatında Dönemler Türk edebiyatı dönemlere ayrılırken birçok özellik göz önüne alınarak bu ayrım yapılmıştır. Özellikle toplumları derinden etkileyen siyasi, sosyal ve dini olaylarla birlikte değişen yaşam biçimleri edebi hayatın da yeniden şekillenmesini sağlamıştır. Türk edebiyatının dönemlere ayrılmasında tam olarak bir ortaklık olmasa da genel kanı olarak Mehmet Fuat Köprülü tarafından ortaya konan çalışmadır. Köprülü Türk edebiyatını üç büyük döneme ayırır. Bu dönemlerin oluşmasında da din değişimini ve Batı’ya yönelişi ön plana alır. İşte, Türk edebiyatının bu etkilerle oluşmuş dönemleri şöyledir İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatıİslamiyet Etkisindeki Türk EdebiyatıBatı Etkisindeki Türk Edebiyatı Bu ayrımda da görüldüğü gibi Türk edebiyatı İslamiyetle tanışması ve Batı’ya yönelmesi neticesinde büyük bir değişim yaşamış ve edebi anlayışında da farklılığa gitmiştir. A. İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı 1. Sözlü Edebiyat Ürünleri Bu dönem ürünleri genellikle dini törenlerde ortaya çıkan türlerdir. Kam, baksı, şaman veya oyun adı verilen ozanlar tarafından söylenen bu ürünler anonim olarak gelişme göstermiş türlerdir. Bu dönemde; sav atasözü, sagu ağıt, koşuk ve destanlar sözlü edebiyat ürünleri içerisinde yer alır. Sözlü Dönemin Özellikleri Daha çok aşk, doğa ve ölüm temasının işlendiği bu ürünler dini törenlerden ürünler milli çalgımız olan kopuz eşliğinde söylenen ölçümüz olan hece ölçüsüyle birimi dörtlük olup dizelerde genellikle yarık uyak Türkçe kullanılmış, yabancı dillerden alınan sözcük sayısı sınırlıdır. 2. Yazılı Edebiyat Ürünleri Yazılı edebiyatın başlangıcı Kök Türk Orhun Yazıtlarına dayanır. Orhun Yazıtları ile birlikte Uygur metinleri de İslamiyet öncesi yazılı edebiyat ürünleri içerisinde yer almaktadır. Kök Türk Orhun Yazıtları Türk edebiyatının bilinen ilk yazılı kaynaklarıdır. 38 harften oluşan bu metinler II. Kök Türk devleti döneminde yazılmıştır. Ayrıca bu metinler Türk adının geçtiği ilk metinlerdir. Hitabet nutuk türünün de ilk örnekleri sayılan bu metinlerde Çinlilere karşı bağımsızlık savaşı veren Kök Türklerin içte ve dışta verdikleri mücadeleler son derece etkili bir şekilde yazıya derece gelişmiş bir alfabe ve dil bilgisi kurallarına göre yazılan bu metinler ilk kez Prof. William Thomsen ve Radloff tarafından okunmuştur. Orhun Yazıtları üç dikili taştan oluşmaktadır. Bilge Tonyukuk Yazıtı Daha çok Çinlilerle yapılan savaşların anlatıldığı bu yazıt Vezir Tonyukuk tarafından Tigin Yazıtı Bilge Kağan tarafından Yolluğ Tigin’e yazdırılmıştır. Kök Türk hakanı Bilge Kağan, kardeşi Kül Tigin’in ölümü üzerine bu yazıtı yazdırmıştır. Bu yazıtta da daha çok dönemin olaylarından Kağan Yazıtı Bilge Kağan’ın ölümüz üzerine yazılan bir abidedir. Dönemin siyasi ve sosyal olaylarının dile getirildiği bu yazıtta Bilge Kağan’ın ağzından ulusa sesleniş vardır. Ülkesinin mücadelesi ve gelecek nesillere iyi dilek ve temennilerden söz eder. Uygur Dönemi Metinleri II. Kök Türk Devleti yıkıldıktan sonra kurulan devletlerden biri olan Uygur Devleti, yerleşik yaşama geçen ilk Türk devletidir. Turfan yöresinde yapılan kazılarda ortaya çıkan bu dönem metinleri genellikle Mani ve Buda dininin esaslarını anlatan metinlerdir. Bu metinler 14 harfli Uygur alfabesiyle yazılmıştır. Bu dönemdeki metinlerin kâğıda yazılması Uygurların kitap basma tekniğini öğrendiklerini de göstermektedir. Ayrıca “kökünç” adı verilen ilkel bir tiyatro eserine de sahip olan Uygurlar yazılı kaynaklar açısından önemli eserler bırakmışlardır. B. İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı 751 yılında bugünkü Kırgızistan sınırları içindeki Abbasîler ile Çinliler arasında yapılan Talas Savaşında Abbasilerin yanında yer alan Karluk Türkleri İslamiyet’le tanışan Türk topluluklarından savaştan sonra İslamiyet’le tanışan Türkler, 10. yüzyılda topluluklar halinde Müslümanlığı kabul etmeye başlamışlardır. Özellikle 950 yılında İslamiyet’i kabul eden Karahanlılar, İslam dininin etkisiyle eserler kaleme almaya başlamışlardır. Bu dönem İslamiyet öncesi ile İslami Dönem Türk edebiyatı arasında bir köprü vazifesi gördüğü için bu döneme “Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı” Bilig, Divân-ı Lugati’t Türk, Atabetü’l Hakayık ve Divân-ı Hikmet Geçiş Dönemi Türk Edebiyatının ilk ürünleri olarak bilinmektedir. Türk Halk Şiirinin Özellikleri Türk edebiyatında aralıksız devam eden ve günümüze kadar ulaşan bir öncesi sözlü dönemin devamı niteliği içinde yetişmiş ozanların icra ettiği bir bir dilin kullanıldığı şiirlerde hece ölçüsü nazım birimi dörtlük olup yarım uyak olarak halkın her türlü duygusal tepkimeleri şiirlerde ele Tarzı Halk Edebiyatı, Anonim Halk Edebiyatı ve Dini-Tasavvufi Halk Edebiyatı olmak üzere üçe ayrılmıştır. Âşık Tarzı Halk Edebiyatı Koşma, Semai, Varsağı, Destan Anonim Halk Edebiyatı Mani, Ninni, Türkü, Ağıt Dini-Tasavvufi Halk Edebiyatı İlahi, Nefes, Deme, Nutuk, Devriye, Şathiye Divan Şiirinin Özellikleri 13. yüzyıl ve 19. Yüzyıllar arasında etkili olan bir “divan” adı verilen kitapta şiirlerini topladıkları için bu edebiyata bu isim sanatları ile Arapça ve Farsça sözcüklerle yüklü son derece ağır bir dil ve zengin uyak kullanılmış, içerikten çok şekil ve ilahi aşk, kadın, övgü, ahlak ve tasavvuf en çok işlenen konular adı verilen kalıplaşmış sözcüklerin çok kullanıldığı bu şiir anlayışında Arap alfabesi etkili olmuştur. C. Batı Etkisindeki Türk Edebiyatı 1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı ile başlayan Batı’ya açılma fikri giderek yaygınlık kazanmıştır. Bu dönemde Avrupa’ya giden sanatçılar oradaki yenilikçi edebiyat anlayışlarını işlemeye başlamışlardır. Bu dönemde özellikle Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa ve Ahmet Mithat Efendi Batı etkisindeki Türk edebiyatının gelişmesinde büyük katkı sağlamışlardır. 1. Tanzimat Edebiyatı 1860 yılında Şinasi ve Agâh Efendi’nin birlikte çıkardıkları ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval gazetesinin yayımlanmasıyla başlayan döneme Tanzimat Edebiyatı denir. Bu dönem edebiyatımızda Batılı tarzda eserlerin kaleme alındığı ilk açıdan kusurlu eserler kaleme alınmıştır. Sade bir dil anlayışı benimsemeye çalışsalar da başarılı edebiyatındaki parça güzelliğini yıkmış, konu bütünlüğünü Dönem ve 2. Dönem olmak üzere ikiye ayrılır. 2. Servetifünun Edebiyatı Divan edebiyatını yıkıp yönünü tam anlamıyla Batı’ya çeviren topluluktur.“Sanat, sanat içindir.” İlkesine bağlı kalmış, eserlerinde son derece kapalı, anlaşılmaz bir dil ilk defa konu bütünlüğü şiirindeki aruz kalıplarını yıkarak yenilikçi bir aruz Abdülhamit Dönemindeki İstibdat yönetiminden kaynaklı bireyci bir şiir anlayışı benimsediler. 3. Fecriati Edebiyatı Servetifünun edebiyatının devamı olup Fransız edebiyatını örnek yenilik yapmak için ortaya çıkmış, ancak hiçbir şey yapamadan aşk ve tabiat konularını ağır ve süslü bir dille edebiyatında ilk beyanname bildiri yayımlayan topluluktur. 4. Milli Edebiyat Unutulan Anadolu ve Anadolu insanı bu önemde eserlerin konusu olarak ele alınmaya konuların ele alınmaya başlandığı bu dönem milli değerlere özellikle de halk şiirine yönelmeyi sağlamıştır.“Toplum için sanat” anlayışı benimsenmiş olup Batı taklitçiliğinden dönemde Ömer Seyfettin tarafından yayımlanan “Yeni Lisan” makalesi dönemin zihniyetine ışık tutmuştur. 5. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı Bu dönem sanatçıları çeşitlilik gösterir. Sanat anlayışları farklılık gösteren birçok sanatçı dönemden de bu dönemde eser vermeye devam eden sanatçılar bulunmaktadır. Milli Edebiyat sanatçıları, Beş Hececiler, Mehmet Akif, Yahya Kemal, Hüseyin Rahmi gibi bağımsızlar bu dönemde de ser vermeye devam etmektedir. 1940’lı yıllarla birlikte şiirde ve düzyazıda yeni topluluklar ortaya çıkmış, bu topluluklarla birlikte Türk edebiyatı kendi özüne kavuşmaya başlamıştır. Öz Türkçecilik anlayışının hâkim olduğu bu dönemde dil son derece tüm güzellikleriyle ele alınmaya başlanmış, bunun yanında yoksul Anadolu insanı da tüm acılarıyla anlatılmaya akımların etkisiyle toplumsal konular, bireysel konular ve metafizik konuları işlenmeye yıllardan sonra Garipçiler vasıtasıyla Türk şiirinde serbest şiir geleneği birlikte Batıdan alınan birçok türün de hızla geliştiği görülmektedir. Tiyatro, deneme, eleştiri, edebiyat tarihi gibi alanlarda son derece önemli eserler kaleme Kasım 1928 tarihinde Latin alfabesinin kabulüyle birlikte verilen eserlerin sayısı hızla artmıştır. Cumhuriyet Döneminde Ele Alınan Konular Toplumsal ve kültürel farklılıklarÜlke ve toplum sorunlarıKurtuluş SavaşıEski-yeni çatışmasıKasaba insanının çelişkileri, Tarihi olaylar, Yanlış Batılılaşma Agâh Sırrı Levend 1894 – 1978 Rodos’ta doğdu. Konya’da çıkarılan Babalık dergisinde yayımlanan ilk yazısı olan “Hayatta Sa’y” ile edebiyat hayatına giriş yaptı. 20 yaşından itibaren ölümüne kadar yazarlık ve yayımcılık yaşamını kesintisiz olarak sürdüren yazar özellikle inceleme ve araştırma alanında yaptığı çalışmalarla en önemli edebiyat araştırmacılarından biri oldu. Bazı Eserleri Edebiyat Tarihi Dersleri, Türk Edebiyatı Tarihi, Türkçülük ve Milli Edebiyat, Türk Edebiyatında Manzum Atasözleri ve Deyimler, Acılar roman Türkçenin Tarihi Gelişimi 1. Eski Türkçe Kök Türk, Uygur ve Karahanlı dönemlerini içine alan bu dönem 8. yüzyıl ile 13. yüzyıllar arasında kullanılan bir Türkçedir. İlk yazılı belgeler olan Orhun Yazıtları ile Uygur Metinlerinin yer aldığı bu dönem, özellikle Karahanlılar Döneminde yazılı eserlerin yaygınlaşmasıyla önemli eserler verildiği yapısı açısından son derece gelişmiş bir dil özelliği gösteren Eski Türkçe Döneminde Kök Türklerden kalan Orhun Abideleri, Uyguların oluşturduğu dini ve hukuki metinlerle beraber “Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı” adı verilen ve Kutadgu Bilig, Divân-ı Lugati’t Türk, Atabetü’l Hakayık, Divan-ı Hikmet gibi önemli eserleri bünyesinde barındırmaktadır. 2. Orta Türkçe Dönemi Türklerin yeni yazı dilleri oluşturdukları bir dönemdir. Bu dönemde Türkler Anadolu’ya gelmeye başlamış, ayrıca Karadeniz’in kuzeyine ve batı kısmına doğru yönelmeye başlamışlardır. Bu dönem kendi arasında Kuzey-Doğu Türkçesi ve Batı Türkçesi olmak üzere ikiye ayrılır. A Kuzey-Doğu Türkçesi 13. yüzyıl ile 14. yüzyıllar arasında Hazar Denizi’nin kuzeyinde ve Orta Asya’da kullanılan bu Türkçe, Eski Türkçenin devamı olarak karşımıza çıkan bir dönemdir. Kendi içinde Kuzey Türkçesi ve Doğu Türkçesi olmak üzere ikiye ayrılan bu dönem, özellikleri açısından Eski Türkçenin geliştirildiği ve korunduğu bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. B Batı Türkçesi Oğuz Türklerinin kullandığı bir yazı dili olarak karşımıza çıkan Batı Türkçesi, 13. Yüzyıldan günümüze kadar aralıksız devam etmiştir. Eski Türkçeden sonra görülen iki kolundan biri olan Batı Türkçesi, kendi arasında; Eski Anadolu Türkçesi,Osmanlı Türkçesi,Türkiye Türkçesi olmak üzere üç döneme ayrılır. Batı Türkçesi diğer dönemlere göre özellikle yazılı eserlerin çoğalması ve dilin gelişmesiyle daha çok yaygınlık göstermiştir. 1. Eski Anadolu Türkçesi Eski Türkiye Türkçesi 13. yüzyıl ile 16. yüzyıl arasında yaşamış olan bu dönem Batı Türkçesinin ilk dönemidir. Bu dönem Türkçesi Selçuklular, Anadolu Beylikleri ve Osmanlı Devletinin ilk devresine kadar geçerliliğini devam ettirmiştir. 2. Osmanlı Türkçesi 14. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar Hazar’da Orta Avrupa’ya, Kırım’dan Afrika’ya ve dahi Osmanlı sınırları içerisinde son derece geniş bir sahaya yayılmıştır. Özellikle İslamiyet’in kabulüyle birlikte Arapça ve Farsça dillerinden alınan birçok sözcük ve gramer yapısıyla yeniden şekillenen karma bir dil haline gelmiştir. Bu dönemdeki divan edebiyatı bu dilin şekillenmesiyle ortaya çıkmış bir edebiyattır. 3. Türkiye Türkçesi 11 Nisan 1911 tarihinde Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp ve Ali Canip Yöntem tarafından Selanik’te yayımlanan “Genç Kalemler” dergisinde Ömer Seyfettin tarafından kaleme alınan “Yeni Lisan” makalesiyle bu dönem Türkçesinin esas alındığı bu dönemde Türkiye Türkçesi giderek yaygınlaşmaya başlamış ve edebiyat dili olarak da kullanılmaya başlanmıştır. Halk tarafından bilinen yabancı sözcükler kullanılmaya devam etmiş; ancak halkın anlamadığı Arapça ve Farsça sözcüklerin yerine Türkçe sözcüklerin kullanılması ilanından sonra 1 Kasım1928 tarihinde kullanılmaya başlanan Latin alfabesinin etkisiyle ve 1932 yılında kurulan Türk Dili ve Tetkik Cemiyeti Türk Dil Kurumu vasıtasıyla günümüze kadar gelişerek varlığını sürdürmüştür. Türklerin Kullandığı Alfabeler 1. Kök Türk Alfabesi Türklerin kullandığı ilk ünsüz, 3’ü çift ünsüz ve her biri iki ünlüye karşılık gelen 4 ünlü harfle birlikte 38 harften yazılı belgelerimiz olan Orhun Yazıtları bu alfabeyle alfabe Arapçada olduğu gibi sağdan sola doğru yazılmaktadır. 2. Uygur Alfabesi Uygurlar yerleşik hayata geçen ilk Türk hayata geçmeleri din değişikliğine de neden alfabesinden etkilenerek oluşturulan bu alfabe 3’ü ünlü, 11’i ünsüz olmak üzere 14 harften alfabe 9. yüzyılda Koço Uygur Kağanlığı tarafından bin yıl kullanılan bu alfabe din temeline Has Hacip tarafından yazılan Kutadgu Bilig eserinin nüshalarından biri bu alfabeyle yazılmıştır. 3. Arap Alfabesi İslamiyet’in kabulüyle birlikte yaygınlık kazanmaya başlayan bir alfabedir. Özellikle dini kavramların Türkçedeki telaffuzunun ve doğru yazılışının zor olması, bu alfabenin yaygınlık kazanmasını sağlamıştır. Bu alfabe 28 harften oluşmaktadır. Daha sonra Türkçede yer alan ç, p ve j harflerinin eklenmesiyle 31 harfe sola doğru yazılan bir “a,e” sesleri elif, “ı, i” sesleri ye ve o, ö, u, ü sesleri de vav harfiyle gösterilmiştir. 1 Kasım 1928 tarihinde kullanılmaya başlanan Latin alfabesine kadar kullanılmıştır. 4. Kiril Alfabesi Rusya topraklarında yaşayan Türkler tarafından baskılarıyla oluşturulmuş bir dildir. Ruslar Türklerin birlik olmasını engellemek amacıyla alfabe yasağı getirerek bu alfabeyi yaygınlaştırmaya çok sesli harfi barındıran bu alfabe 38 harften oluşmuş ve bu harflerin 11’i sesli olarak sağa doğru okunan bir alfabedir. Bugün Orta Asya Türkleri arasında kullanılmaya devam eden bir alfabedir. 6. Latin Alfabesi Cumhuriyet’in ilanından sonra gerçekleştirilen harf inkılabıyla yürürlüğe Kasım 1928 tarihinde Atatürk tarafından ilk kez Kastamonu’da ünsüz, 8 ünlü harften sağa doğru yazılan bu alfabeyle telaffuz sorunu ortadan kaldırılmıştır.
Yabancı Sözcükler mi Türkçe Sözcükler mi Kullanılmalıdır Ne kadar uysal, hoşgörülü bir ulusuz! Kendi değerlerimizi içimizde gizleyip başkalarının değerlerini öne çıkarmaktan geri kalmayız! Yabancı olan her şeye karşı ilgimiz, muhabbetimiz var. Bu ilginin kendi değerlerimizi yozlaştırdığını umursamayız. Yeter ki yabancı olsun. Bize yabancı olan soyut, somut nesneleri, adları, gelenek görenekleri, davranışları kendimize mal ederken iyisini kötüsünü de ayırt etmeyiz. Bu durumun örneklerini […]... Nasıl Güzel Yazabilirim? Yazı yazmak yetenekle değil belli kuralları bilmek ve çokça yazma denemesi yapmakla kazanılan bir özelliktir. Metin yazarken çekinmek, isteksiz olmak oldukça doğal bir durumdur. Bunun nedeni de yazmanın kurallarını bilmemek ve yazma çalışmaları yapmamaktır. Deneyimli bir yazarın veya edebiyat öğretmeninizin yardımı ve sizin de ortaya koyacağınız emekle pekâlâ etkili metinler yazabilirsiniz. Buna yönelik aşağıdaki bilgilere, […]... Türkçe Sözlükler BAŞLANGIÇTAN GÜNÜMÜZE TÜRKÇE SÖZLÜKLER Türk dünyasında sözlükçülük geleneği oldukça eskidir. Kaşgarlı Mahmut’un hazırladığı Divanü Lügati’t-Türk 1072-1074 adlı eser, Türkçenin ilk sözlüğüdür. Bu sözlüğün hazırlanış amacı Araplara Türkçeyi öğretmektir. Kaşgarlı Mahmut bu sözlükte 7500 kelimeyi şiir, atasözü gibi örneklerle açıklamıştır. Bu sözlük, ayrıca birçok bilim dalına kaynaklık etmesi açısından da çok değerlidir. Zemahşerî’nin 12. yüzyılda hazırladığı […]... Atabet’ül-Hakayık ve Yazarı Edip Ahmet Yükneki Atabet’ül-Hakayık Hakkında Kısaca Bilgi 12. yüzyılda Edip Ahmed Yükneki tarafından kaleme alınmış olan Hakikatlerin Eşiği anlamına gelen bu eser, Sipehsalar Mehmet Bey’e sunulmuştur. 12. yüzyılın ilk yarısında yazılmış, ayet ve hadislerden yararlanılarak oluşturulmuş manzum bir ahlak ve öğüt kitabı, nasihatnamedir. Eserin başında yer alan Allah’ın, peygamberin, dört halifenin ve Emir-i Azam Muhammed İspehsalar Beg’in methi […]... Kutadgu Bilig Yazarı Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilig Konusu Önemi Özellikleri Hakkında Kısa Bilgi Türklerin İslamiyet’i kabul etmesinden sonra XI. yüzyılda ortaya konulan ilk mesnevi türünde eser, Yusuf Has Hacip’in tahminen 1070 yılında yazdığı “Kutadgu Bilig” adlı eserdir. Bu eser Karahanlılar’ın hükümdarı Tabgaç Buğra Han’a sunulmuştur. Kitap mutluluk veren bilgi anlamına gelir. Kitabın giriş kısmında Yusuf Has Hacib, okuyana kutlu olsun […]... Paragrafta Yardımcı Düşünceler Testi Paragrafta Yardımcı Düşünceler Testi Sorularının Çözümleri Paragrafta Yardımcı Düşünceler “ulaşılabilir” soru kökü 1- Onun günlüklerinde kendisiyle sürekli savaşan, mücadele eden bir insan görürken, otobiyografisinde bu savaşını göremeyiz. Otuzlu yaşlarında yazdığı günlüklerinde acılarını, pişmanlıklarını, hatalarını günü gününe not etmiştir. Elli yaşına yaklaştığı aylarda kaleme aldığı otobiyografisinde ise pişmanlıktan ve çatışmadan eser yoktur. Bu parçada bahsedilen yazar […]... Paragrafta Başlık ve Konu Testleri Soru Çözümleri Paragrafın Başlığı ve Paragrafta Konu 1- Edison ampulü icat ettikten bir kaç gün sonra yaptığı röportajlardan birinde bir gazeteci ona “Demek ampulü 1000 defa başarısız olduktan sonra yaptınız, öyle mi?” der. Edison ise ”Ben 1000 defa başarısız olmadım, ampul 1001 adımlık bir icattı.” yanıtını verir. Bu paragrafın ana düşüncesi tek kelimeyle ifade edilecek olursa […]... Paragrafta Yapı Test Paragrafta Yapı ile ilgili Test Soruları Çözümleri 1. ve 2. paragrafta ana düşünce ve düşünceyi geliştirme yolları sorularını aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. I Araştırmalar, kinayeli konuşmanın “zekânın en üstün hali” olduğunu söylüyor ve kinayeli olmanın iş hayatında da başarı getireceğini iddia ediyor. II Alaycı konuşan insanlar, çoğu zaman bulundukları ortamı neşelendirirler. III Sürekli olarak etrafta […]... Divan-ı Hikmet Ahmet Yesevi Divân-ı Hikmet Önemi Konusu Özellikleri Hakkında Kısa Bilgi Ahmed Yesevi’nin 12. yüzyılda halka İslamiyet’i öğretmek amacıyla söylediği şiirlere hikmet, bu şiirlerin toplandığı esere Divân-ı Hikmet adı verilir. Hikmetler, dinî-tasavvufi şiirlerdir. 12. yüzyılda büyük Türk mutasavvıf Ahmet Yesevi’nin öğretisini yaymak için söylediği şiirleri içeren bir eserdir. 144 hikmet, 1 münacattan oluşur. 2009’da yeni bulunanlarla hikmet sayısı […]... B Harfi ile Başlayan Atasözleri Listesi Babadan miras kalır, adamlık kalmaz Babadan miras kalabilecek şeyler vardır, ama bunların arasında adam olmak yoktur. İnsanın değerini artıran şeyler, kişinin kendisindeki erdem, iç güzelliği ve buna bağlı olarak yaptığı iyi işlerdir. Baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş Bu söz ile aile büyüklerine karşı yapılan vefasızlık dile getirilmiştir. Bağa bak […]... Dil Nedir Dilin Tanımı ve Özellikleri Dil Nedir? Dilin Kısaca Tanımı Dil, bir ulusu oluşturan bireylerin hislerinin ve fikirlerinin, o ulusta ses ve mana açısından geçerli ortak unsurlar ve kurallardan faydalanılarak diğer bireylere aktarılmasına yardımcı olan çok yönlü ve çok gelişmiş bir sistemler bütününe “dil” denir. Dil Ne Demektir Bilgi Dil, bireylerin hislerini, fikirlerini sözcükler aracılığıyla ya da işaretlerle bildirdikleri anlaşma […]... Paragrafta Ana Düşünce Soruları Testi Çöz Paragrafın Ana Düşüncesi Ana Fikri Testi Soruları Çözümleri 1- Coşku ve heyecan insanidir. Edebi metinlerin üreticisi ve tüketicisi de insandır. Dolayısıyla genel olarak sanat, özel olarak edebiyat insani olanı büsbütün dışlayamaz ve metni insansızlaştıramaz. Edebiyat insani olanı dışlayarak soyuta ve soyutlamaya yönelirse, metinlerde okurun çabalarıyla asla doldurulamayacak anlam boşlukları oluşur. Okurlar da anlam boşluklarını dolduramadıkları […]... Anlatım İlkeleri ve Düşünceyi Geliştirme Yolları Metin türüne özgü dil özellikleri, uygun anlatım biçim ve teknikleri kullanılır. Hikaye öykü, masal, fabl, roman, tiyatro, biyografiler, otobiyografi vd. kıllanılan anlatım teknikleri, anlatım biçimleri ve düşünceyi geliştirme yollarından uygun olanlar kullanılır. Yazılan metin, iyi bir anlatımda bulunması gereken “açıklık, akıcılık, duruluk ve yalınlık” gibi özellikleri taşımalıdır. Yine yazılan metnin türüne göre terim, kavram, deyim, […]... Sunum Bir topluluğun önünde konuşma yapmak, insanlara seslenmek, düşüncelerinizi veya çalışmalarınızı insanlara aktarabilmek, gerek eğitim hayatınız gerekse gelecekteki iş yaşamınızda sizin için her zaman önemli olacaktır. Bu nedenle insan ilişkilerinin ve iletişimin ön plana çıktığı günümüz yaşamında sunum, önemli bir güçtür. Etkili ve güzel sunum yapabilme, hemen herkesin gerçekleştirebileceği bir özelliktir. Sunum Nedir Ne Demektir Kısaca […]... Dil Edebiyat ve Toplum İlişkisi Dil ve Toplum Arasındaki İlişki Toplumlar veya milletler, aynı dili konuşan insanların oluşturduğu sosyal gruplardır. Bir dil etrafında kümelenen insanlar, 1 benzer sosyal yapılara, kültür özelliklerine sahiptir. Bu nedenle, dilin toplum ile ilişkisi yadsınamaz bir gerçektir. Bir toplumu oluşturan insanlar, aynı nesneleri aynı seslerle işaretleyerek kodlama bunlara aynı anlamı vererek ve böylece de ortaya çıkan […]... Divanü Lügati’t Türk Kaşgarlı Mahmut Türk Dilleri Sözlüğü anlamına gelen eser, Türkçenin ilk sözlüğü ve ilk Türk dil bilgisi kitabıdır. Kaşgarlı Mahmut tarafından 1072-1074 yılları arasında yazılmıştır. Eser Bağdat’ta tamamlanmış ve devrin halifesi El-Muktedi Biemrillah Ebulkasım Abdullah a sunulmuştur. Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçenin Arapça kadar zengin bir dil olduğunu göstermek amacıyla yazılmıştır. Eser Arapça olarak kaleme alınmıştır. Türkçe kelimelere […]... Ünlü Düşmesi Konu Anlatımı ve Soru Çözümleri Test Dilimizdeki tüm ses olaylarında olduğu gibi ünlü düşmesi ve ünlü türemesini bulabilmek için öncelikle sözcük kökünü belirlemek çok önemlidir. Eğer sözcük kökünü belirlemeyi bilmiyorsanız öncelikle sitemizden sözcük kökünü bulma konusunu incelmenizi tavsiye ederiz. Şimdi de ünlü düşmesi konumuza geçelim Ünlü Düşmesi Nerelerde Olur? 1. Sözcüğün üzerine “ünlü ile başlayan” bir ek alırken Örnek şehri > […]... Atasözü Nedir Atasözlerinin Özellikleri Atasözlerimiz atalarımızın uzun deneme ve gözlemlere dayanarak söylemiş oldukları, halka mal olmuş kısa ve özlü sözlerdir. Atasözleri milletimizin ortak düşüncelerini, tutumlarını, duyuşlarını belirtir, bize yol gösterirler. Atasözlerinin Özellikleri Maddeler Halinde Nelerdir? Gelenekle yerleşmiş olan atasözlerinin belli özellikleri vardır 1. Atasözleri kısa ve özlü sözlerdir. Anlatılmak istenen sayfalarca söz bir atasözüyle kısaca anlatılabilir. • Alim unutmuş […]... Sözlü Anlatım Türleri NUTUK Söylev Bir topluluğa heyecan vermek ya da belirli bir düşünceyi aşılamak amacıyla yapılan konuşmalardır. Her konuda yapılabilir. Yunan edebiyatında Demosthenes, Latin edebiyatında ise Çiçero türünün ilk ve önemli temsilcileridir. > Edebiyatımızda ilk söylev örneği, “Göktürk Yazıtları”dır; Cumhuriyet Devri’nin en büyük söylevi, Mustafa Kemal’in “Nutuk”udur. Mehmet Âkif ve Halide Edip söylevde önemli isimlerdir. KONFERANS Uzman […]... Öğretici Metinler Öğretici metinler dilin sanatsal işlevi dışında kullanıldığı, kanıları değiştirmeyi, bilgi ve haber vermeyi, karşıdakini düşündürmeyi amaçlayan kurmaca olmayan yazıların genel adıdır. ÖĞRETİCİ METİNLERDE METİN VE ZİHNİYET Bir yazar, hangi amaçla yazarsa yazsın kişiliğini ve kişiliğinin aracılığıyla da içinde yaşadığı toplumun zihniyetini eserine yansıtır. ÖĞRETİCİ METİNLERDE YAPI – PLAN Öğretici metinler; giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden […]...
İSLAMİYET ETKİSİNDEKİ TÜRK EDEBİYATI GEÇİŞ DÖNEMİ EDEBİYATI onuncu yüzyıldan itibaren kitleler halinde İslamiyet’i kabul etmeye başlamışlardır. İslam kültürünün etkisiyle yavaşa yavaş yeni bir edebiyat ortaya çıkmıştır. Kendine özgü nitelikleri ve kurallarıyla “Divan Edebiyatı” adını verdiğimiz dönemin oluşumu 13.. yüzyıla kadar gelir. Daha sonra bu edebiyat anlayışı kadar etkin bir şekilde varlığını yandan, İslamiyet’ten önceki “Sözlü Edebiyat Dönemi”, İslam kültürünün etkisiyle içeriğinde küçük değişimlere uğrayarak “Halk Edebiyatı” adıyla gelişimini sürdürür. Yani, bir anlamda “Halk Edebiyatı” dediğimiz edebiyat, İslamiyet’ten önceki edebiyatımızın İslam uygarlığı altındaki yeni biçimlenişidir. Oysa “Divan Edebiyatı” tamamen dinin etkisiyle şekillenmiş bir Müslüman olduğunu kabul ettiğimiz Divan edebiyatının başlangıcı olarak kabul edilen 13. yüzyıl arasında İslamiyet’in etkisi altında verilmiş olan, bir anlamda geçiş dönemi ürünlerimiz sayılan eserler yer İSLAMİ ÜRÜNLERKUTADGU BİLİG Eserin adı “mutluluk veren bilgi” anlamına gelir. Yazarı, Yusuf Has Hacip’tir. Karahanlılar zamanında XI. yüzyıl-1070 yazılmış, ideal bir devlet yönetiminin nasıl olması gerektiği üzerinde durulmuştur. Esrin dilinde henüz Arapça ve Farsça etkisi yoktur. Birimi beyit, ölçüsü aruz, kalıbı fe u lün/fe u lün /fe ul’dür. Bilinen üç nüshası, bugün Fergana, Viyana ve Mısır’da Ü LUGAT-İT TÜRK Eserin adı, “Türk Dili’nin toplugenel Sözlüğü” anlamına gelir. Adından da anlaşılacağı gibi, eser bir sözlüktür; Araplara Türkçe’yi öğretmek amacıyla yazılmıştır. Bundan dolayı, Türkçe’nin Arapça karşısında savunulduğu bir eser olarak değerlendirilir. Eserde Türkçe sözcüklerin anlamları Arapça’yla açıklanmakta ve her maddeden sonra birtakım Türkçe metinler örnek olarak verilmektedir. Kaşgarlı Mahmut tarafından XI. yüzyılda yazılan eserin asıl önemi de, işte bu derleme Türkçe metinlerden ileri gelmektedir. Eserine bir de Türk illerinin haritasını koyan Kaşgarlı Mahmut, Türkçe sözcüklerin açıklamalarını yaparken dört yüze yakın dörtlükten oluşan şiirlerle atasözlerini sav örnek olarak verir. Divan-ı Lügat-it Türk, Türk dilinin ana eseri, Türk edebiyatının ve folklörünün bir hazinesi olarak kabul aruz ölçüsünün ilk kullanıldığı eser olarak kabul edilmektedir. Eserde adaleti, aklı, saadeti ve devleti temsil eden dört kahramanın çevresinde gelişen olaylarla yazar, devlet idaresinin ve sosyal düzenin nasıl olması gerektiğini anlatır. Hakaniye Türkçesiyle yazılmış olan eserde 7500 civarında Türkçe sözcük Arapça olarak açıklanmıştır. Ayrıca Türk boylarının dilleri ve Türk illeri hakkında bilgi 12. yüzyılda Edip Ahmet tarafından aruz ölçüsü Şehname vezni ve dörtlüklerle yazılmıştır. Eserin adı “Hakikatler Basamağı” anlamındadır. Hakaniye Türkçesiyle yazılmış olan eserde, bilginin fayydası, cehaletin zararları, cömertlik, cimrilik, iyi ve kötü huylar anlatılarak halka yararlı olmak amacı güdülmüştür. Dini-ahlaki bir eserdir. Edip Ahmet’in bu eseri yazarken Kutadgu Bilig’den etkilendiği HİKMET 12. yüzylda Ahmet Yesevi tarafından dörtlüklerle ve hece ölçüsüyle yazılmış dini, tasavvufi ve öğretici bir eserdir. Dörtlüklerin her birine “hikmet” adı verilmiş ve bu hikmetler Orta Asya ve Anadolu’da yayılarak halkı derinden etkilemiştir. Yesevilik tarikatının da kurcusu olan Ahmet Yesevi daha sonra Anadolu’da kurulan pek çok tarikata kaynak Asya ve Türk boylarının bulunduğu bölgelerde yüzyıllarca sevilerek okunan “Bakırgan Kitabı”nın yazarı olan Süleyman Ata da, Ahmet Yesevi’nin haleflerinden eseri de dini, tasavvufi ve öğretici şiirlerden KORKUT HİKAYELERİ Oğuz Türklerinin Rum, Abaza ve Gürcülerle yaptıkları savaşlara ait destani hikayelerdir. Halk arasında söylene söylene son şeklini almış ve 15. ve 16. yüzyılda yazıya geçirilmiştir. Hikayelerin yazarı belli değildir. Dede Korkut hikayeleri on iki hikaye ile bir önsözden geleneğinden halk öykücülüğüne geçiş dönemi ürünleridir. Hikayelerde olaylar nesir, kahramanların duygu ve düşünceleri nazımla dile getirilmiştir. Arı bir dil kullanılmış, olağanüstü olaylar yer verilmiştirTürkçenin canlı ve doğal anlatım güzelliğini gösteren hikayelerde ses tekrarları da sıkça yer Korkut hikayelerinin tek ve tam nüshası Almanya’da Dresden Kütüphanesi’ndedir.
Türk toplumunun Müslümanlarla ilk teması, Nihavend Savaşı'na dayanmaktadır. 7. yüzyılın ortasındaki bu savaş Türk-Arap iletişimini ortaya çıkarmıştır. Türkler, Emevîler Dönemi'nden itibaren savaş konularında Araplarla bir birliktelik içerisindeydiler. Ve yine Türkler 751 yılında Talas Savaşı'nda Çinlilere karşı paralı asker olarak savaşmışlardı. Bununla beraber Türk toplumunda İslâmiyet hızla yayılmaya başladı. İlk büyük geçişler ise 10. yüzyılda yapılmaya başlandı. Bunun sonucunda ise "Geçiş Dönemi" diye adlandırdığımız dönem ve dört büyük eser ortaya çıktı. ➤ İslâmiyet'e toplu geçişler aracılığıyla ilk İslâmi eserler 11 ve 12. yüzyılda yazılmıştır. ↪ Karahanlıların 920 yılında İslâmiyet'i kabul etmesiyle İslamiyet yayılmaya başlamış an-cak ani bir geçiş olamayacağı için İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ile karma bir anlayış ortaya çıkmıştır. ↪ Edebiyatımız ilk defa Arap ve Fars edebiyatı etkisi altında kalmaya başlamıştır. ↪↪ Arapça ve Farsça sözcükler yavaş yavaş kullanılmaya başlanmış ancak bu etki diğer dönemlerdeki kadar fazla olmamıştır.↪↪ Hece ölçüsü ve dörtlük kullanımı geleneğin sürdürüldüğüne işarettir ancak aruz ve beyit kullanımları da etkinin yavaş yavaş arttığını göstermektedir. ➤ Bu eserlerde amaç, İslâm'ı halka yayabilmektir. ↪ Böylelikle İslâm'ın ilk öğüdü ahlaklı olmak da anlatılır. ↪↪ Didaktik nitelikler gösterir. ↪↪ Bu nitelikler açısından oldukça önemlidirler. ➤ Bu dönemde ilk defa aruz, beyit, mesnevi ve gazelle tanışılmıştır. ➤ Arap alfabesi tercih İslâmi Eserler 1. Kutadgu Bilig ➧ Kutsanmış bilgi ya da mutluluk veren bilgi anlamına gelmektedir. ➧ Balasagunlu Yusuf Yusuf Has Hacip tarafından 1069-1070'te Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han'a sunulmuştur. ➧ Birçok bakımdan ilk olma niteliği taşır ➧➧ İlk siyasetnamedir. ➧➧ İlk mesnevidir. ➧➧ Aruz ölçüsü ve beyit biriminin kullanıldığı ilk eserdir. ➧➧➧ 6645 beyit ve 173 dörtlükten oluşur. ➧ Hâkaniye lehçesi ile yazılmıştır. ➧ Şehnâme vezni olan fe'ulün fe'ulün fe'ulün fe'ul vezni ile yazılmıştır. ➧ Eser, yarı hikâye yarı tiyatro şeklinde düzenlenmiştir. ➧ Devlet idaresinin nasıl olması gerektiğine dair bilgiler verilmiştir. ➧➧ Bu nedenle didaktik bir nitelik taşır. ➧ Halk dili, deyim ve özlü sözler kullanılmıştır. ➧ Viyana, Kahire ve Fergana nüshaları bulunmaktadır. Kutadgu Bilig'den özlü söz örnekleri "Akıl süsü dil, dil süsü sözdür. ""İnsanın süsü yüz, yüzün süsü gözdür. ""İnsan sözünü dil ile söyler; sözü iyi olursa, yüzü parlar." "Eğer kendine candan bağlı birisini arıyorsan sözün kısası kendinden daha candan birini bulamazsın." "Diline ve gözüne sahip ol, boğazına dikkat et; az ye fakat helal ye! ""Bak doğan ölür; ondan eser olarak söz kalır; sözünü iyi söyle! Ölümsüz olursun. ""Akıl bir meşaledir. Kör için göz, ölü vücut için can, dilsiz için sözdür. ""Kara toprak altındaki altın, taştan farksızdır. Oradan çıkınca beylerin başında tuğ tokası olur." 2. Divan-ı Lugat'it Türk ➧ Türk sözlüğünün divanı anlamına gelir. ➧ Mahmud Kaşgârî Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır. ➧ 1074 yılında tamamlanmıştır ve XI. yüzyılın en önemli eserlerindendir. ➧ ➧ Eser, Abbasî Halifesi Ebu'l Kasım Abdullah'a sunulmuştur. ➧ ➧ ➧ Amaç, Araplara Türkçe öğretebilmek ve Türk dilinin üstünlüğünü anlatabilmektir. ➧ ➧ ➧ ➧ Araplara sunulduğu için kelimeler Arapça karşılıklarla yazılmıştır. ➧ ➧ ➧ ➧ 7500 adet kelime bulunur. ➧ Eserde Orta Asya'daki Türk boylarına ait olan koşuk, sagu, sav örnekleri bulunmaktadır. ➧ ➧ Bu nedenle antolojik özellik taşır. ➧ ➧ ➧ Alp Er Tunga sagusu da bu eserde yer almaktadır. ➧ Eserde Türk dili Doğu Türkçesi Karahanlı ve Batı Türkçesi Oğuz olmak üzere iki grupta incelenmiştir. ➧ ➧ Kelime karşılıkları ve dil içerikleri ile Türkçenin ilk dil bilgisi ve ilk sözlüğü olma özelliği taşır. ➧ ➧ ➧ Bu niteliklerle de ansiklopedik bir özellik taşır. ➧ Eserde Türk boylarını da gösteren bir harita bulunmaktadır. ➧ Birçok tarihî ve kültürel ögeyi içinde barındırmaktadır. ➧ Ali Emiri tarafından bir sahafta bulunmuştur. 3. Atabet'ül Hakayık ➧ Hakikatlerin eşiği anlamına gelmektedir. ➧ Eser Edip Ahmet Yüknekî tarafından kaleme alınmıştır. ➧➧ Emir Dad Muhammed Sipehsalar'a sunulmuştur. ➧ 12. yüzyılda yazılmış bu eser didaktik bir nitelik taşır. ➧➧ Bilginin yararı ve cehaletin zararları, dilin muhafazası, dünyanın dönekliği, cömertlik, cimrilik, zamanın bozukluğu gibi konuları ele almaktadır. ➧ Eser 101 dörtlük, 40 beyit 512 484 mısradan meydana gelmiştir. ➧➧ 14 babdan bölüm oluşur. ➧➧Hem hece hem aruz Akademik kaynaklarda sadece aruz olduğu yönünde bilgi vardır. ➧➧➧ Aruzun feûlün feûlün feûlün feûl kalıbıyla yazılmıştır. ➧ Eserin sonunda Edip Ahmet'e ait olmayan üç adet ek bulunmaktadır. ➧ Eser Kaşgar diliyle yani Karahanlı Türkçesi ile oluşturulmuştur. ➧ Ayet ve hadislere bolca yer verilmiştir. ➧➧Arapça ve Farsça kelime sayısı, Kutadgu Bilig'e göre daha fazladır. ➧ Eser ilk olarak Necib Asım tarafından Ayasofya Kütüphanesinde bulunarak tanıtılmıştır. ➧ Reşit Rahmeti Arat'ın çalışması vardır. 4. Divan-ı Hikmet ➧ Hikmetler divanı olarak da adlandırılan bu eser Ahmet Yesevî tarafından yazılmıştır. ➧➧ Her ne kadar ÖSYM tarafından yazar Ahmet Yesevî kabul edilse de eser 12. oluşturulmaya başlanmış ve sonraki yüzyıllarda müritleri tarafından yazıya aktarılmıştır. ➧ Hoca Ahmet Yesevî tasavvuf edebiyatının Türk coğrafyasındaki kurucusu kabul edilir. ➧ Yesevî tarikatı, Hoca Ahmet Yesevî tarafından kurulmuştur. ➧ Eser, koşma tarzında oluşturulmuştur. ➧ ➧ Hece ölçüsü ve dörtlük kullanılmıştır. ➧ ➧ ➧ 7 ve 12'li hece ölçüleri kullanılmıştır. ➧ ➧ ➧ 4+4+4 duraklı dörtlüklerde ritm ön plana çıkar. Sebebi de zikir esnasında belirli bir makamla söylenilmiş olmasıdır. ➧ Yarım kâfiye ve rediflerden faydalanılmıştır. ➧ İslâmiyet'in yayılması için aracıdır. ➧ ➧ Didaktik nitelikte bir eserdir. ➧ ➧ Sade bir dille oluşturulmuştur. ➧ ➧ Ahmed Yesevî'nin hikmetlerinde işlenen mevzular tamamıyla dînî ve tasavvufîdir. İslâmiyet'in esasları, şeriatın hükümleri ve tasavvuf âdabı, şiirlerin ana konusu teşkil eder. Kıyamet ahvâli, cennet ve cehennem tasvirleri, dünya ahvâlinden şikâyet, peygamber sevgisi, dervişlerle ilgili menkıbeler ve Ahmed Yesevî'nin kendi hayatına ait parçalar sâde bir dille anlatılır. ➧ Ahmet Yesevî, Hz. Muhammet'in 63 yaşında vefat etmesinden dolayı bu yaştan sonra kendisine bir mezar kazdırarak hayatını burada geçirmiştir. ➧ Hakaniye lehçesi ile yazmıştır. Bazı kaynaklarda eserin içeriğinde aruzla oluşturulmuş hikmetlerin bulunduğu da söylenmektedir. PDF açılış hızı, internetinizle doğru orantılıdır. İçeriklerimiz, pdf anlatımlar dahil, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nca korunmaktadır. Telif haklarının herhangi bir şekilde ihlali, başka yerlerde isimsiz yayımlanması, çeşitli kitap kaynaklarında izinsiz yer alması, içeriğin izinsiz kopyalanıp başka bir isimle tanıtılması vb. ile yapan kişi, kişiler veyahut kurumlar hakkında gerekli işlemler başlatılacaktır. Türkçe ve Edebiyat yönetimi.
İLK İSLAMİ ESERLER ESERLERİN ORTAK ÖZELİKLERİ Hem İslâmiyet öncesi kültürü hem de İslâmî kültür iç içedir. Aruzla hece , beyitler dörtlük birlikte kullanılmıştır. Eserler didaktik niteliktedir. Uygur alfabesi bir süre kullanılmakla birlikte Arap alfabesi giderek yayınlamaya başlamıştır. Arapça ve Farsçanın etkileri görülmeye başlanmış ancak Türkçenin egemenliği devam etmiştir. Eserlerin temel amacı İslamiyet’in güzelliklerini ve erdemlerini öğretmektir. Hem İslâmiyet öncesi kültürü hem de İslâmî kültür iç hece , beyitler dörtlük birlikte didaktik alfabesi bir süre kullanılmakla birlikte Arap alfabesi giderek yayınlamaya ve Farsçanın etkileri görülmeye başlanmış ancak Türkçenin egemenliği devam temel amacı İslamiyet’in güzelliklerini ve erdemlerini öğretmektir. YUSUF HAS HACİP’İN KUTADGU BİLİG ADLI ESERİ Mutluluk veren bilgi anlamına – 1071 yılları arasında yazılmış, Tabgaç Buğra Han’a dönemin bilinen ilk Doğu Türkçesiyle sadedir, Türkçe olmayan sözcük sayısı nazım şekliyle beyit ve 173 dörtlükten aruz hem hece ölçüsü amacı devlet ve toplum yönetiminin nasıl olması gerektiğini edebiyatının ilk siyasetname örneği ve topluma ahlâk öğütleri verir. didaktik Üç nüshası bulunur Viyana, Mısır, FerganaAlegorik bir eserdir. Eserin temeli dört kavram üzerine kurulmuştur; bunlar kişileştirilerek dört kahramanı ortaya çıkarmıştır. Kişinin adı Temsil ettiği kavram Eserdekİ KonumuKün Togdı Adalet Hükümdar Ay Toldı Mutluluk VezirÖgdülmiş Akıl Vezirin oğlu Odgurmuş Âkıbet Vezirin kardeşihayatın sonu YUSUF HAS HACİP’İN KUTADGU BİLİG ADLI ESERİ Mesnevi nazım şekliyle yazılan ilk Türkçe eserdir Siyasetname türünde yazılan ilk Türkçe eserdirHakaniye lehçesiyle yazılan ilk Türkçe eserdirArap alfabesiyle yazılan ilk Türkçe eserdirAruz ölçüsüyle yazılan ilk Türkçe eserdirBeyit nazım birimiyle yazılan ilk Türkçe eserdirAlegorik tarzda yazılan ilk Türkçe eserdirGeçiş döneminde yazılan ilk Türkçe eserdirİslâmî bir anlayışla yazılan ilk Türkçe eserdir DİVANÜ LÜGATİ’T – TÜRK / KAŞGARLI MAHMUT Türk dilleri sözlüğü anlamına – 1074 yılları arasında Kaşgarlı Mahmut tarafından halifesi Ebu’l-Kasım Abdullah’a Türkçe’yi öğretmek amacıyla ilk Arapça yazılmış, örnekler Türkçe öncesine ait ürünlerden örnekler sonunda Türklerin yaşadığı bölgeleri gösteren bir harita yer yalnızca sözcükler yer almaz; çok sayıda şiir örneği, destan, sav, sagu ve koşuklarda yer sözcükleri açıklarken o sözcük ya da sözün kullanıldığı Türk boyları hakkında da bilgi oluşturan malzemeleri Türk boyları arasında dolaşarak tek nüshası İstanbul’dadırDönemin sözcükleri ve dil bilgisi kurallarını aktardığı için Türk dili açısından büyük önem sav, sagu ve koşuklardan örnekler verdiği için Türk edebiyati açısından büyük önem boyları ve toplulukları hakkında bilgi verdiği için Türk tarihi açısından büyük önem görenek ve yaşam biçiminden söz ettiği için Sosyoloji açısından büyük önem illeri gösteren bir haritaya yer verdiği için Coğrafya açısından büyük önem taşır. Türkçenin İlk sözlüğüdürİlk dil bilgisi kitabıdırİlk edebiyat antolojisidirİlk etimolojik sözlüğüdürİlk ansiklopedik sözlüğüdürİlk Türk dünyası ansiklopedisidir ATABETÜ’L – HAKAYIK / EDİP AHMET YÜKNEKİ Hakikatlerin eşiği anlamına yazılarak Dad Sipehsalar Mehmet Bey’e Emir Muhammed ve hadislerin yer aldığı dinî, didaktik bir eserdir. Ahlâk ve öğüt nazım biçimiyle ve Şehname vezniyle dörtlükler mani şeklinde ve Farsça sözcük sayısı döneminin diğer eserleri gibi Hakaniye Türkçesiyle işlenen başlıca konular; bilginin önemi, iyilik, erdem, cömertlik ve bölümden oluşan eserin Uygur ve Arap harfleriyle yazılı nüshaları defa 1918’de Necip Asım tarafından ilim âlemine tanıtılmıştır. AHMET YESEVİ’NİN DİVAN-I HİKMET ADLI ESERİ ilk mutasavvıf şair, Hoca Ahmet Yesevi tarafından Yesevi, şiirlerine Hikmet adını vermiştir. Bu hikmetler, Divan-ı Hikmet adı altında bu hikmetlerle müritlerine dervişliğin kurallarını öğretmeye dinî içerikli şiirlerdir. Bu şiirler, Anadolu sahasında ortaya çıkan “ilahi’’lerin ilk lehçesiyle ve yalın bir dil ölçüsü olarak 4+3 ve 4+4+4 yazılan ve gazel tarzının kullanıldığı hikmetler de ve beyitler aşkı ve Peygamber sevgisi uyaklanışı abcd dddb eeeb soru sorma ve tecahül-i arif bilmezden gelme sanatları alfabesiyle yazılmış ilk nüshası Ayasofya müzesindedir DEDE KORKUT HİKÂYELERİ Eserin asıl adı ’ Kitab-ı Dedem Korkut Alâ Taife-i Oğuzan’’ ön söz ve on iki hikâyeden oluşur. dili 14 – 15. yy Anadolu – nesir uyak seci ve aliterasyon geleneğinden halk hikâyeciliğine geçiş döneminin destan, hikâye ve masal ögeleri hikâyelerle Yunan mitolojisinin bazı efsaneleri arasında benzerlikler hikâyelerin ilk defa Dede Korkut adlı kutsal bir ozan tarafından anlatıldığına hikâyede ortaya çıkan Dede Korkut; Oğuzların sözü dinlenir, öğüdüne uyulur, duası beklenir bir ’ulu kişisi” ilgili ilk inceleme Kilisli Rifat Bilge tarafından yapılmış, Bilge eseri Arap harfleriyle yayımlamıştır Dede Korkut’un 12 Hikâyesi Dirse Han Oğlu Boğaç HanSalur Kazanın Evinin YağmalanmasıKam Büre Beg Oğlu Bamsı BeyrekKazan Begin Oğlu Uruz Begin Tutsak OlmasıDuha Koca Oğlu Deli DumrulKanlı Koca Oğlu Kan TuraliKadılık Koca Oğlu YegenekBasat’ın Tepegöz’ü ÖldürmesiBegel Oğlu EmrenUsun Koca Oğlu SeğrekSalur Kazanın Tutsak OlmasıDış Oğuz’un İç Oğuz’a İsyanı
geçiş dönemi türk edebiyatı konu anlatımı